|
|
|
|
|
|
|
|
Aşağıkuzfındık, İnönü
Aşağıkuzfındık, Eskişehir ilinin İnönü ilçesine bağlı bir köydür. [Aşağıdaki bilgilerin hayli eksik ve yanlışı vardır.] Bulgaristan'dan gelen Türkler 1354 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğunun Trakya ve Balkanları fethetmesiyle birlikte Anadolu'dan rasgele değil yedi-göbek Türk aileler arası...
Aşağıkuzfındık, Eskişehir ilinin İnönü ilçesine bağlı bir köydür. [Aşağıdaki bilgilerin hayli eksik ve yanlışı vardır.] Bulgaristan'dan gelen Türkler 1354 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğunun Trakya ve Balkanları fethetmesiyle birlikte Anadolu'dan rasgele değil yedi-göbek Türk aileler arasından özenle seçerek getirip, oraya yerleştirdiği Evlad-ı Fatihan'dır... Osmanlı Devleti Anadolu’da hayvanlarına otlak bulmak için mevsime göre yer değiştiren konar göçerlere iskan konusunda öncelik vermeyi tercih etmiştir.Böylece miri arazi haline getirilmiş olan Rumeli’de, konar göçerlerin toprağa bağlanması, askeri sınıfa dahil olmaları, Rumeli’de nüfus ve tımarlı sipahi sayısının arttırılması ayni anda sağlanmış oluyordu. Bulgaristan Türkleri, genelde Osmanlı döneminde Anadolu’nun çeşitli yörelerinden Rumeli’ye gitmiş yörüklerden oluşmaktadır. Anadolu’da dağınık bir durumda bulunan Yörükler,Rumeli’de daha teşkilâtlı ve belli yerlerde yaşamaktaydılar.Rumeli’deki Yörükler, İstanbul’dan kuzeye doğru Benderve Akkerman’a kadar, Tuna’yı takiben Bulgaristan veSırbistan hudutlarına, oradan da Selanik Çatalcasına kadar yayılmışlardı. Bu geniş saha içinde, sekiz [Hayır, Yörükler altı ana grupturlar! Ayrıca, dört de Tatar grubu vardır!] grup olarak defterlere kaydedilmiş olan Yörükler, daha sıkı disiplin altındaydılar. Rumeli’deki Yörükler, Tekirdağ, Naldöken, Kocacık, Vize, Selanik, Ofçabolu Yörükleri, Aktuğ ve Oktav [Aktav, yani Tatar Türkçesinde Akdağ!] Tatarları adlarını taşımaktaydılar. Tanrıdağı (Karagöz) Türkmenleri: Rusçuk, Tırnova, Razgrad, Niğbolu, Kuzey Bulgaristan'da Kocacık(Koca Hamza-Kızıloğuz) Türkmenleri:DoğuTrakya, Bulgaristan ve Doğu Rumeli'nin doğu tarafları, bütün Dobruca ve Bender, Akkirman Ofçabolu Türkmenleri: Dobruca Vize Türkmenleri: Bulgaristan'ın muhtelif yerlerinde Menemenlioğulları: Filibe (Plovdiv) Kısaca konuyu toparlarsak,Bulgaristan'da Türklerin enfazla yaşadıkları şehirler; Kırcaali, Mestanlı, Razgrad, Şumnu, Filibe, Dobruca, Varna, Rusçuk, Silistre, Plevne,Tırnova, Sofya, Vidin, Tolbuhin ve Gabrovo'dur. Şumnu ve Razgrad şehirleri,Deliorman adıyla bilinen bölgededir.Bu bölgede Tanrıdağı(Karagöz)Türkmenleriyoğunluktadır.Bulgaristan’a ilk iskan edilen Türkmenler; Karesioğulları(Balıkesir) ve Saruhanoğulları(Manisa)’dır.Daha sonra Karaman vilayetinden Türkmen iskanı olmuştur.Bugaristandan göçler.osmanlı Rus harbi çıkmadan başlamıştır.1877,ve az öncesi.Yoğun olarak göçler ise 1883 yaz ortasından itibaren üç aylık dönemde 200 bin Türk, Türkiye’ye geldi. Bu göçler, 1886-90 arasında 75 bin, 1893-1902 arasında 70 bin olarak sürmüştür 1875’te bu vilayette Türklere ait; 2700 ilkokul, 40 ortaokul ve 150 medrese bulunuyordu. Köyümüze ilk yerleşen aile Mehmet oğlu İbrahim (Hacı Kuru)'dur. Bulgaristan'ın Osmanpazarı'na bağlı Karaatlar köyündendir. Osmanlı Rus harbi başlamadan önce bucak müdürlüğü yapan Hacı kuru ve beraberindeki 36 hane, at arabalarıyla yola çıkarlar. Edirne'de Soğukpınar çiftliğini satın alarak oraya ikamet ederler. 2 yıl orada kalırlar, Osmanlı-Rus harbinin başlamasıyla berabertop sesleriduyulmaya başlar.oglum İbrahim abin Aliosman büyük olduğu halde senin idareciliğin var diye avanenin idaresini sana verdim sende bizi düşman ayağı altında bırakıcan diye sitemli konuşunca Hacıkuru avnesini toplayarak oradanda ayrılırlar.1877 İç Anadolu'ya (Konya'ya) gitmek üzere kervan yine hazırlanır, İstanbul'da bir buçuk ay kalırlar. iznik'e geldiklerinde Hacıkuru'nun abisi Ali Osman kervanın idaresini Hacıkuru'ya verdiği için, babası Mehmet'e kırgındır, buradan daha ileriye gitmeyeceğini söyleyerek iznik'e ikamet edip onları uğurlar. Kervan Bozüyük'e geldiğinde Şumlu tarafından tanıştıkları aileleri görürler, onların teşvikiyle Bozüyük'e yerleşirler.5 Yıl burada ikamet ederler.Hacıkuru'nun babası Mehmet burada vefat eder. Bozüyük'ün o zaman kaza olma söylentileri vardır. Bozüyük'ün 3 ileri gelen ailesi Yörükali Efe, Tuzcular ve Şekerciler Hacı kuru'nun yakın arkadaşlarıdır. Bu arkadaşları Hacı Kuru'ya Bozüyük'ün kaza olması durumunda, kaza müdürlüğü teklif edilmiştir. Savaş sebebiyle Bozüyük o yıllarda kaza olamamıştır. Ancak köyümüz kurulduktan 7 yıl sonra 1908'de kaza olabilmiştir. Hacıkuru bir rüya görür ve rüyasını 3 arkadaşıyla paylaşır. Rüyasında köyün kurulacağı yeri detaylarıyla anlatır. Köyün ortasında bir Kızıltaşın üzerinde ezan okuduğunu anlatır ve oraya yerleşeceğini söyler. 4 arkadaş burayı bulmak için yola çıkarlar Zemzemiye ,Söğüt ve Bilecik tarafından dolaşarak Dereyalak köyüne geldiklerinde 7 gün olmuştur. Günlerden Cumadır Hacıkuru odada sabah namazını kılarken arkadaşlarının "düştük bunun peşine oda rüya peşinde" konuşmalarını duyar ve onlara hissettirmez. Artık kendi ümidi de kesilmek üzeredir Esnemez de Hatip olduğu için orda Cuma namazını kılıp Bozüyük'e gideceklerdir. Atlara binerler Esnemez'e doğru yola çıkarlar Güvemözü deresini geçerken Hacıkuru'nun rüyası gözünde canlanır bu 1. dere bunu Güneyinde bir tane daha olması lazım der. Köyün altından geçen Kocadereyi'de bulur arkadaşları hayrete düşer. Rüyada gördüğü yerleri teker teker gösterir. Ağlan Mevkii'nin büyük bir bölümünün boşluk, alt kısmının meşe ağacı olduğunu Karakuzu ve Meşecik Mevkii'nin sadece çam olduğunu da hep beraber tetkik ederler.Köyün kurulacağı yerde Kızıltaş'ı bulur bulmaz üstüne çıkıp ezan okur. Arkadaşları bu manzara karşısında hüzünlenirler ve Dereyalak'ta onun aleyhinde konuştuklarını itiraf ederler. Artık köy buraya kurulacaktır. Kardeşleri, akrabaları ve komşuları Bulgaristan'daki yerleşim düzeninin aynısını yeni kurulmakta olan A.Kuzfındık (Hocayadigar)Köyü'nde uygulamışlardır. O zaman köyümüzde bina olarak bir tane ev, at beslemek için dam ve samanlık bulunduğu söylenmektedir. Buraya yerleşen ilk aileler, komşu köylerden tarla satın alırlar. Ekip kaldırmaya başlarlar. Ancak diğer komşu köylere yakın olan bazı tarlalardaki mahsuller zarar görür. Bu durum karşısında Y.Kuzfındık'taki ailerin de A.Kuzfındık (Hocayadigar)'a inmeleri istenir. Böylece 55-60 hanelik, iki mahalleli bir köy oluştururlar. A.Kuzfındık Köyü'nün 60-70 sene kullanılan bir adı da Hocayadigar'dır. Köyümüzde 60-70 yaş grubu kimselerin bazılarının nüfus cüzdanlarında, doğum yeri Hocayadigar olarak kayıtlıdır.Günümüzde ise A.Kuzfındık ismi kullanılmaktadır. Karakeçili yörüklerinin Devlezli boyundandır. Önce Yukarı Kuzfındık'a iskan olmuşlardır. Köy Fındıklı tepe Bostanlı tepe arasındaki vadiye kurulmuştur. Adını kurulduğu tepeden almıştır. 1905 yılında 33 hanelik, 170 kişinin yaşadığı bir köy iken önce ikiye ayrılmışlar, bir kısmı aşağıya inerek. Aşağı Kuzfındık'ı kurmuşlar, geriye kalanlar, büyük şehirlere dağılmışlardır.Bugün 10 hanelik 26 kişinin yaşadığı küçük bir Yörük köyüdür. Aşağı Kuzfınfık ise Balkanlardan gelen göçmenler ile civardan gelip iskan olan Yörüklerle büyüyüp 150 hanenin yaşadığı bir köy olmuştur. Köyleri kuran Karakeçili Aşiretinin Devlezli Cemaatıdır. Bu cemaat uzun süre Ahmetli ve Salihli ovalarında kışlamışlar, Domaniç yaylasının Karakütük mevkiinde yaylaya çıkmışlardır. Yaylamak için Fındık Tepesine kadar gelmişler, bir süre burada kalmışlardır. Karakütük'te ise son kalan ailelerden Hüsam Çavuşlar ve Sürmeliler'de (Demirci) Kuzfındık'a gelmesiyle Karakütük dağılır. Köy ihtiyarlarından ve Aşiret beylerinden olan, Nadir Bey'in torunlarından Halil Bayram (D.1914) ve Münir Demirci'nin anlattığına göre, aşiretin beyi Nadir Bey, kışlakları olan Salihli'de kışlayan; Devlezli Boyundan başka bir Yörük beyinin kızını kaçırır. İki beyin arası açılır. Bir fırsatta o beyde Nadir Bey'in bacısı Huriye'yi kaçırır. Böylece iki bey akraba olurlar. Bugün akrabaları Salihli'nin Eminbey Köyünde oturuyorlarmış, birbirlerine gidip geliyorlarmış. 1966-1968 yıllarında yapılan araştırmalarda Eminbey, Poyraz Damları, Kırdamları, Asmalı, Sindel, Delibaşı, Karasavcılı köylerinin Ahmet Vefik Paşa'nın iskanı olayına kadar konar göçer yaşadıklarını, yaylaya Domaniç ve Türkmen Dağlarına çıktıklarını; Söğüt, Domaniç'te akrabalarının olduğunu söylediler. Domaniç'teki, Söğüt'teki ve Türkmen Dağları'ndaki kullandıkları yaylaların Sultan 3. Selim Devri'nde verilmiş ilamları varmış. Kendilerinin asıl yurtları Kütahya, Domaniç ve Sögüt ilçeleriymiş. Devlezli Boyuna ait bu cemaat, Ahmet Vefik Paşa'nın iskanı sırasında, kışlaklarına dönemezler. 19. asrın ortalarında İnönü'nün (Kuzfındık, Yörükyayla, Dutluca), Bozüyük'ün (Bozalan, Eceköy, Darıdere, Dübekli, Yörükçetmi), Tavşanlı'nın (Çıkrıkçı, Devekayası), Domaniç'in (Göcemen) köylerine iskan olmuşlardır. Esnemez köylülerinin teşviki ile Yukarı Kuzfındık'ta yaşayan aileler: Nadirler, Sürmeliler, Hatipler vb. aileler Dereköy'e inerler daha sonra bir kısmı Aşağı Kuzfındık'a yerleşerek köyü kurarlar. Bulgaristan'ın Osman Pazarı, Şumlu, Hasanköy, Çavuşköy, ve Karaatlar Köyü'nden gelen Türkler le beraber İki mahalle olurlar. Yörük Mahallesi ve Muhacir Mahallesi. Kuzfındık'taki Devlezli Yörüklerinin Bozüyük'ün (Eceköy, Bozalan, Darıdere, Dübekli), Tavşanlı'nın (Çıkrıkçı, Devekayası), İnönü'nün (Yörükyayla), Domaniç'in (Göcemen), Aydın'ın (Söke) köylerindeki Yörüklerle Akrabalıkları devam etmektedir. Bu gün Aşağı Kuzfındık gelişirken Yukarı Kuzfındık dağılmaktadır. KAYNAK:KARAKEÇİLİ YÖRÜK AŞİRETİNİN ESKİŞEHİRE İSKANI Dr.Muharrem BAYAR Sedef Efe Kimdir? Ata iyi binen, çapraz fişeklik takan, iyi silah kullanan, yalnız başına Karakütük(Domaniç)’ten (Manisa)Alaşehir ve Aktaş(Balıkesir-Sındırgı)’a atıyla kardeşlerini ziyarete gidip gelebilen, erkeklerle beraber cirit oyunu oynayabilen, tabakasından tütünü eksik olmayan, 2 kız ve 4 oğlan (3’ü şehit) anası, yiğit bir Yörük kadınıdır. Hacı Nedir ve Hacı Garibin kayınvalidesidir. ışları yaşadıkları yerler Alaşehir ve Aktaş dolaylarında ki kışlaklar,yazları yaşadıkları yerler ise Domaniç (Karakütük) teki yaylalardır. Salihli, Alaşehir, ve Sındırgı dolaylarından yola çıkan Yörükler, hayvanlarını otlakmak için Domaniç Yaylalarının yolunu tutarlar. Obada hayvanları, 6 çocuklarıyla beraber Ahmet Bey ve Sedef Efe’de vardır. Yolda rahatsızlanan Ahmet Beyin rahatsızlığı Domaniç’ te artar ve çok geçmeden vefat eder. Ahmet Bey Karakütük’ e defnedilir. Sedef Efe çok üzgündür, kardeşlerini danışarak Karakütük’te kalmaya karar verir. Kardeşleri isteksizde olsa derme çatma bir ev yaparak Sedef Efe’yi 6 çocuğuyla burada bırakmak zorunda kalırlar. Kardeşleri ve obası kışlak için yola koyulurlar. Kışlaklarına varırlar varmasına fakat içlerinde kardeşimizi niye orda kadın başına bıraktık diye elemlenirler. Yine bahar gelir, Yörükler yine tutarlar yaylaların yolunu… Vardıklarında ise Sedef Efe ile hasret giderirler. Sedef Efe orda kalmaktan memnundur. Bu defa oğlan kardeşlerinden de Karakütük’e yerleşen olur. Böylece Karakütük Köyünün temelleri atılmış olur. Oba bölünür bazıları Karakütük’ te kalırken bazıları, Sındırgı, Aktaş ve Alaşehir yörelerine yerleşirler. İşte bu yerleşik düzene geçtikten sonra Sedef Efe’nin kızları Y.kuzfıdık’a gelin giderler. Büyük kızı Şahsene Hacı Garip ile evlenir. Küçük kızı Fatma Hacı Nedir ile evlenir. Bunların Arkasından oğlu Hüssem’de Y.Kuzfındık’a gelerek burayı yurt edinir. Oda buradan askere giderek şehit olur. Sedef Efe’nin Aktaş Köyünü Ziyareti Akhisarın içinde Yörük Süleyman (Çörçül Süleyman) ve Neslihan ebenin, Ramazan Fidan(Hafız Ramazan)’a 1983 yılında anlattıkları: Sedef Efe kardeşlerini ve akrabalarını ziyaret eder. Yine yalnız başına gelmiştir. Ziyaretini tamamladıktan sonra akrabaları uğurlamak için toplanırlar. Fişekliğini kuşanmış, tüfeğini çapraz asmış. Atına binmiş ve son konuşmasını yapmıştır. Gidipte gelememek, gelipte görememek var hakkınızı helal edin demiş ve atını mahmuzlamıştır. Oradan öyle bir uzaklaşmış ki ufakta kayboluncaya kadar arkasından bakmışlar. Bir daha da dönememiştir. Onu son görüşleri olduğunu Neslihan ebe ve ordakilerde hissetmiştir. Kaynak:Ramazan FİDAN Sedef ÜLKER Cemile DÖNMEZ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
| |