Bulgaristan'ın 1 Ocak'ta Avrupa Birliği'ne tam üye olmasıyla birlikte, 1989 yılında Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan yaklaşık 700 bin Türk için de yeni gelişmeler sözkonusu oldu. 1989'da Türkiye ve Bulgaristan arasında herhangi bir göç anlaşması yapılmadığı için vatandaşlıkları silinmeyen Bulgaristan Türkleri, bir taraftan AB vatandaşlığı şansını yakaladığına sevinirken, diğer yandan miras haklarının gaspedildiğini, toprak ve mallarına el konulduğunu söylüyor. Konuyla ilgili Kıbrıs'taki Loizidou davasını örnek veren Bulgaristan Türkleri, aynı durumda olduklarını belirterek, gerekirse AİHM yolunu kullanacaklarını söylüyor.
İSİM BASKISI SÜRÜYOR
Bulgar vatandaşlığı süren Türklerin pasaport alma girişimlerindeyse Bulgaristan tarafından pürüz çıkarılıyor. 1989 öncesi isimlerinin zorla değiştirilmesi, haksız tutuklamalar, mallarına el konulması gibi baskılara dayanamayarak Türkiye kaçan Türkler, bu kez de vatandaşlık haklarından yararlanmak için yaptıkları başvurularda ayrımcılığa maruz kalıyor. Bulgaristan Türkleri Deliorman Kültür Derneği Başkanı ve Balkan Dernekleri Federasyonu yöneticisi Fikri Gıdak, daha önce ismi değişti-rilen Türklerin, nüfusta halen Bulgar isimleriyle kayıtlı olduğunu belirterek, “Türkler, zorla verilen Bulgar isimlerini değiştirmedikleri takdirde kolayca pasaport alabiliyor. Ancak Türk isimleriyle başvurduklarında gülünç bahanelerle başvuruları engellenmeye çalışılıyor. Çektirdiğim bir fotoğrafta kulağım görünmediği için tüm başvuru işlemlerini yenilemek zorunda kaldım” dedi.
BİZ DE AİHM'YE GİDERİZ
Bulgaristan'da Türk azınlığa baskı uygulayan eski rejim tasfiye edildi. Ancak, miras hakları gaspedilen, topraklarına ve mallarına el konulan, zorla isimleri değiştirilen Türklerin mağduriyetinin giderilmesi için Bulgar makamları şimdiye kadar herhangi bir girişimde bulunmadı. Fikri Gıdak, hiçbir Bulgar savcının eski rejim mensupları ortada olmasına rağmen dava açmadığını belirtti. Kıbrıs'taki Loizidou davasını hatırlatan Gıdak, “Aynı durum bizim için de geçerli. Bizim her şeyimize el koydular, arşivler yakıldığı için tapu kayıtlarımız yok oldu. Biz de AİHM'de dava açabiliriz” dedi. Gıdak Türk hükümetinin de Bulgaristan göçmenlerinin hakları için devreye girmesini istedi.
Gıdak, göçmenlerin Bulgaristan'a geri dönmeyi düşünmediğini ancak, AB'nin sağlık, eğitim gibi sosyal olanaklarından yararlanmak istediklerini söyledi. Bulgaristan göçmenlerinin Avrupa ülkelerine çalışmak için gitmeyeceğini de belirten Gıdak, "İşadamları yatırım yapmak için AB üyeliğinden doğan haklarını değerlendirebilir" dedi. Çifte vatandaşlık hakları bulunan Bulgaristan Türkleri, ileride Almanya gibi Bulgaristan'ın da çifte vatandaşlığa sınırlama getirmesi durumunda, tereddütsüz Türk vatandaşlığını tercih edeceklerini söylüyor.
Türk doğup Bulgar öldüler
Bulgaristan'da Türkler şu an kendi isimlerini kullanabiliyor ancak, ölenler nüfusta Bulgar ismiyle kayıtlı olduğu için, isim yenileme işlemi yapılmıyor. Deliorman Kültür Derneği üyelerinden Feyzullah Akça, Bulgaristan'da vefat eden babasının ölüm ilamını Türk ismiyle çıkartmak için girişimlerde bulunmuş, ancak olumlu bir sonuç alamamış. Akça'ya göre Bulgar yönetimi, nüfus kayıtlarında Türk sayısını mümkün olduğunda az göstermek için bu yola başvuruyor.
Loizidou Davası
AİHM, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vatandaşı Titina Loizidou'nun Girne'deki taşınmazları üzerindeki mülkiyet hakkını kullanamadığı gerekçesiyle Aralık 1996'da Türkiye aleyhine ihlal kararı vermişti. Mahkeme, Temmuz 1998'de ise, Loizidou'nun Girne'deki taşın-mazlarını 1974'ten itibaren kullanamadığı gerekçesiyle, Türkiye'nin 1 milyon dolar tazminat ödemesine hükmetti. Loizidou kararı, AB-Türkiye ilişkilerini olumsuz etkiledi. Loizidou kararının yerine getirilmesi konusu, AB İlerleme Raporu'nda da yer almıştı. Türkiye AİHM önünde bekleyen benzer nitelikli başvuruların aleyhte sonuçlandırılmasını önlemek amacıyla, Avrupa Konseyi üyesi önemli ülkelerin de desteği alınarak Avrupa Konseyi Sekretaryası'yla işbirliği içinde Loizidou kararının gereğinin yerine getirilmesinin gelecek için emsal oluşturmayacağı sonucunu çıkarttı.
AB vatandaşlığı için atağa geçildi
1989'da Türkiye ve Bulgaristan arasında herhangi bir göç anlaşması yapılmadığı için vatandaşlıkları silinmeyen Bulgaristan Türkleri, Bulgar hükümetinden pasaport ve kimlik almak için sıraya girdi. Türkiye vatandaşlığına da geçen Bulgaristan göçmenleri, Ankara'ya teslim ettikleri eski kimlikleriyle pasaport başvurusunda bulunabiliyor. Ancak Bulgaristan hükümeti vatandaşlık haklarını yalnızca 89 göçmenleriyle sınırlıyor. 1968-78 tarihlerinde Türkiye'ye göç edenler, 'Parçalı Ailelerin Birleştirilmesi Anlaşması' kapsamında Türk vatandaşı olduğu için Bulgaristan'daki vatandaşlık haklarını kaybetti. 89 göçmenlerinin Türkiye'de doğan çocukları da başvurulduğu takdirde Bulgaristan vatandaşlığına geçebiliyor.