Romanya'da Yaşayan Türkler
Eski Türk kavimleri olan Peçenekler, Oğuzlar (Uzlar), Kıpçaklar ve sonra daha birçok Türk boyları Karadeniz'in kuzeyinden gelip Romanya'ya yerleşmişlerdir.
XIII-XIV yüzyıllarında Altın Ordu ve sonraki yıllarda Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyetine giren bölgeye birçok Türk gelip yerleşmiştir. 500 yıla yakın süren Osmanlı hâkimiyet sonunda Romanya'da yaşayan Türkler de ana vatandan kopmuşlardır.
Bugün nüfusları 95 bin civarında olan Türkler, özellikle Tuna nehri ile Karadeniz arasında kalan Dobruca bölgesinde çoğunlukla yaşamaktadırlar.
Anadolu'dan göç eden Türkler, Kırım Türkleri, Nogay Türkleri ile Gagauz Türkleri olan bu topluluklar Romenlerle iyi ilişkiler içerisinde iç içe ve barış içerisinde yaşamaktadırlar.
Bugün Romanya'da Türk-Tatar ayrımcılığı dikkati çekmektedir. Parlâmentoda bulunan iki Türk temsilcisinden Tahsin CEMİL Tatar, Fevziye REŞİT ise Oğuz Türklerinin temsilciliğini yapmaktadır. Köstence'de Türkler ve Tatarlar ayrı ayrı dernek kurmuşlar. İki topluluğu bir federasyon çatısı altında birleştirme çabası yoğunluk kazanmaktadır.
Bulgaristan'da Yaşayan Türkler
Bulgaristan Türklerinin menşei çok eskilere dayanmaktadır. X ve XII. asırlar arasında Karadeniz'in kuzeyinden gelen Kuman (Kıpçak), Peçenek ve Uzlar bölgeye yerleşmişlerdir.
1371 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgeyi fethetmesiyle birlikte bölgeye Anadolu'dan Türkler yerleştirilmeye başlanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflamaya başlaması ile birlikte, Balkanlarda Avrupa devletlerinin oynadığı oyunlar ve Rusya'nın Bulgaristan devleti kurma plânlan gereği, Bulgaristan'da Türklere soykırım 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi'nde icra edilmiş, yaklaşık 350 bin Türk katledilmiş, 800.000 Türk Anadolu'ya göç etmek zorunda kalmıştır.
1908 yılında Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilan ettiği yıllardan, günümüze kadar Türklere soykırımı, sürgün, açlık ve soğuktan kırma, eğitim ve kültür yozlaşmasına tâbi tutma, Türkleri; Pomak, Müslüman Bulgarlar diye ayırıma tâbi tutma politikalarına devam edilmiştir. Günümüze kadar 5 defa büyük göç yaşanmış, 900.000'den fazla soydaşımız Anadolu'ya göç etmek zorunda bırakılmıştır.
Günümüzde özellikle Rodop dağları, Pirin, Vardar, Filibe, Kırcaali, Mestanlı, Dand, Eğridere, Hasköy bölgelerinde çoğunluk olmak üzere 3 milyondan fazla Türk yaşamakta ve Bulgaristan nüfusunun %30'unu teşkil etmektedir.
Özellikle komünizm döneminde topraklarını ve eğitim olanaklarını kaybeden Türkler fakirleştirilerek alt tabaka hâline getirilmişlerdir.
Jirkov yönetiminin baskıları karşısında "Türk Halkının Kurtuluş Hareketi" adlı örgütü kuran Ahmet Doğan, Bulgaristan'da yönetimin değişmesi ile birlikte "Hak ve Özgürlükler Hareketi-Partisi"ni kurmuş, 1990 seçimlerinde 23, 1995 seçimlerinde ise 15 milletvekili ile parlâmentoya girmiştir.
Ancak Bulgaristan'da başlayan demokratik gelişmeler sonucu Türkler, "Demokratik Gelişim Hareketi", "Demokratik Adalet Partisi" ve "Türk Demokratik Partisi"ni kurarak sayıyı dörde çıkarmışlardır.
HÖH'den sonra gelen TDP, HÖH'ni ihanetle suçlamakta, Bulgaristan Parlâmentosunun anayasa değişiklik teklifi olan "Bulgaristan üniter ve tek milletti bir devlettir" maddesini desteklediklerini, Türkçe okulların açılmamasını ve Türk millî kültürünün gelişmemesini HÖH'ün yürüttüğü politikadan kaynaklandıklarını ileri sürmektedirler.
Batı Trakya Türkleri
MÖ VI ile MS III'ncü yüzyıllar arasında Pers, Makedon, Roma ve Bizanslıların hâkimiyetine giren Trakya'ya Türkler ilk defa 1263 yılında Selçuklu İmparatorluğu ile ayak basmıştır. Bunu 17 kez boğaz geçişi takip etmiş ve 1354 yılında bir daha dönülmemek üzere Trakya'ya geçilmiştir.
Anadolu'dan seçme güvenilir ve savaşçı Türk aileleri bölgeye yerleştirilerek bölge Türkleştirilmiştir. 1460 yılında Mora'nın fethi ile bugünkü Yunanistan tümüyle Türklerin hâkimiyeti altına girmiştir.
1699 Karlofça antlaşması sonucu Ruslar tarafından kışkırtılan ve desteklenen Rumlar ilk defa Mora'da isyan etmişler, batılı devletlerin yardımı ile adım adım genişleyerek Batı Trakya'yı (Lozan Antlaşması ile) ele geçirmişlerdir.
Lozan anlaşması gereği yapılan mübadele sonucu Batı Trakya hariç diğer bölgelerde yaşayan Türklerin birçoğu Anadolu'ya gelmişlerdir.
Bugün Batı Trakya'da Türkler Gümülcine, İskeçe, Dedeağaç, Oimetoka ve Sofia'da yoğun olarak yaşamaktadırlar. Batı Trakya dışında Rodos, Girit ve İstanköy adalarında da az miktarda Türk bulunmaktadır.
Yaklaşık 8.579 km2'lik bir alanı kapsayan Batı Trakya'da günümüzde 200.000'den fazla Türk bulunmaktadır. Nüfus istatistiklerine bakıldığında 350-400 bin olması gereken Türk nüfusunun 200 binde kalmasının yegâne sebebi, günümüzde de devam eden Yunan mezalimi olmuştur.
Yunanistan'ın Türkler üzerinde uyguladığı millî kimliklerini kaybettirecek eğitim ve asimilâsyon politikaları ile Türkleri zayıf bırakmaya çalışmaktadır. Bütün bunlara rağmen yaşamlarını ve kültürlerini korumaya devam eden Batı Trakya Türklerinin %80'i çiftçi olup ekonomik yönden günden güne zayıflamaktadırlar.
Sadık Ahmet'in öldürülmesinden sonra Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi başkanlığına getirilen Işık Ahmet, pasif bir tutum sergilemekte, İstanbul'da ikamet ettiği için Batı Trakya Türkleri lidersiz bir durumda bulunmaktadır. 1996 seçimlerinde milletvekili seçilen üç Türk'ün ise sesi, soluğu çıkmamaktadır.
İskeçe Müftüsü Mehmet Emin AĞA Türklerin sesi olmaya gayret etmekte, Türkiye'den Batı Trakya Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Taner MUSTAFAOĞLU yoğun bir çaba içinde bulunmaktadır.
Makedonya'da Yaşayan Türkler
MS IV. yüzyılda Türk boylarından Hun, Avar, Bulgar, Oğuz, Peçenek ve Kumanların bölgeye gelmesi ile başlayan Türk yerleşimi, Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgeyi fethetmesi (1389) ile Türkleşmeye başlamıştır. Fethedilen topraklara batı ve kuzey Anadolu'dan getirilen Türkler yerleştirilerek Türk köy ve kasabaları kurulmuştur. 1991 yılında bağımsızlığını kazanan Makedonya'da bugün 200.000'e yakın Türk yaşamaktadır. Özellikle Üsküp, Bitola, Gostivave, Devar'da yaşayan Türkler, az bir çoğunluk olan ve "Makedonya Makedondur" sloganı ile yola çıkan Makedonların baskısı alındadırlar.
Bugün çok ciddî problemleri olan Makedonya'da yaşayan Türklerin özellikle eğitim ve millî mensubiyet belirleme konusunda baskı altında tutulmaları devam etmektedir.
Son yıllarda kurulan Türk siyasî parti ve dernekleri Türkler seslerini duyurmaya başlamışlardır. 1990 yılından sonra çok partili sisteme geçen Makedonya'da Türk Demokrat Birliği ilk seçimlere katılmış, daha sonra Türk Demokratik Partisi ismini almıştır. 1994 seçimlerinde 1 milletvekili ile parlâmentoya girebilmiştir.
Bugün Makedonya'da, Makedon ve Arnavut milliyetçiliği çatışmakta, Türkler özellikle eğitim ve millî mensubiyette çok ciddi problemlerle karşılaşmaktadırlar.
Kosova'da Yaşayan Türkler
1375 yılında Osmanlı İmparatorluğunca fethedilen Kosova'ya Osmanlı geleneklerine uygun olarak Türkler yerleştirilmeye başlanmıştır.
Balkan savaşları sonucu elden çıkan bölgedeki Türkler, krallık ve komünist Yugoslavya döneminde üç büyük göç ve katliama uğramışlardır. 1930 yıllarında toprağı kamulaştırma reformu altında Türklerin ellerinden arazileri zorla alınarak Sırplara verilmiş ve göçe itilmişlerdir. İkincisi ise 1956-60 yılları arasında gerçekleştirilerek Türklerden silâh toplama kampanyası adı altında büyük eziyetlere başlamış ve bunun sonucu ikinci göç meydana gelmiştir.
Sırplar tarafından yapılan bu iki baskı ve zulümden sonra, 1968-1990 yılları arasında Türkler, Arnavutlar tarafından asimile politikasını uygulamalarına maruz kalmışlardır.
Yugoslavya'nın parçalanması ile bölgede başlayan Amavut-Sırp çekişmesi sonucu yıllardır özerk bölge statüsüne sahip olan Kosova'nın Sırplar tarafından kendilerine bağlanması sonucunu doğurmuştur.
Bütün bunlara rağmen Kosova'da kalan resmî istatistiklere göre 12 bin, gerçekte 20-25 bin Türk, oradaki Türk kültürünü yaşatmayı başardılar. Özellikle Priştine ve Dragas'ta çoğunluk olan Türkler bugün kültür dernekleri ve siyasî partileri ile Türk varlığını Sırp ve Arnavutlara karşı yaşatma savaşına devam etmektedirler.
Üç kültür derneği (Doğruyol, Gerçek, Aşıkfenki) bir partisi "Türk Demokrat Birliği" ile siyasî ve kültürel yaşamlarını sürdüren Türkler, Sırp ve Arnavut milliyetçiliği arasında sıkışıp kalmışlardır.
Sancak'ta Yaşayan Türkler
Eski Yugoslavya sınırları içerisinde, bugün kuzeyinde Bosna-Hersek, doğusunda Sırbistan, güneyinde Kosova, batısında Karadağ ile çevrili olan 8687 km2 büyüklüğünde bir vilâyet olan Sancak, XVnci yüzyılda Osmanlı hâkimiyetine girerek Türklerin yerleşmesine sahne olmuştur.
Daha sonra 1877-78 Savaşı ile Avusturya- Macaristan İmparatorluğuna geçici olarak verilen Sancak vilayetindeki Türkler, XlX'ncu yüzyılda Rusya'nın teşvikleri ile Sırbistan ve Karadağ'ın soy kırımına uğramışlardır. İşkence, etnik ayrımcılık ve göçe zorlama sonucu Sancak Türkleri Türkiye'ye göçe başlamıştır.
1980 yıllarında TİTO'nun ölümüyle dağılma sürecine giren Yugoslavya, 1991 yılında parçalanınca Sancak vilâyetinde Sırp ve Karadağ zulmü ile Türk kıyımı tekrar başlamıştır.
Bugün 350.000 Müslüman in yaşadığı ve Türk-Osmanlı karakterini yansıtmakta olan vilâyette Sırp-Karadağ ve Bosna-Hersek arasındaki mücadeleye karşı Türk ve Müslümanlar "Sancak millî Müslüman Meclisini" kurarak haklarını korumaya çalışmaktadırlar.
Bütün bunlara rağmen Sancak Türkleri atalarının kanıyla sulanmış topraklarını Sırp süngüsü korkusu ile terk etmeye niyeti olmadığını da devamlı açıklamaktadırlar.