BALKAN KÜLTÜR ESERLERİ  
 
  Embiya Çavuş 23.12.2024 03:31 (UTC)
   
 

Embiya Çavuş 

 

Embiya Çavuş

(Doğum Yılı: 1926, Doğum Yeri: Mahmuzlu, Şumnu, Bulgaristan)

Bulgaristan Türkü ressam ve porselen sanatçısıdır.

1933 yılında ilköğrenimine başlayan Çavuş, 1937’de Kemallar şehrinde bir yıl olmak üzere rüştiye (ortaokul), 1938–1941 yılları arası Şumnu ilinde medrese eğitimini tamamladı. Okul hayatı devam ederken resme merak sarmıştı ve amatör çalışmalarda bulunmuştu. 1944 yılında Ermeni asıllı okul müdürünün hışmına uğrayarak ilelebet Bulgaristan eğitim sisteminden mahrum bırakılmıştı.

1945 yılında Komünist rejimin başa gelmesiyle eğitim sistemine geri alındı. 1945 yılında nüvvab (lise) okuluna başladığında, Türk okulları kapatılmıştı. Bunun üzerine beş arkadaşıyla birlikte sonradan Türkiye tarafından tescil edilecek olan “Bulgaristan Türklerinin Varlığını Benliğini Koruma Teşkilatı’nı” kurdu.

1946 yılında 45 günlüğüne çalışma kampına gönderildi. 1947 yılında Gümülcine dönüşünde askeri istihbarat alanında (RO) yaralanmış olarak bulunup Varna’ya gönderildi. Varna’da işkencelerle geçen bir yılın ardından, 1948 yılında teşkilat kurmaktan, casusluktan ve Tito ile Georgi Dimitrov’a suikast girişiminde bulunmaktan ölüm cezasına çarptırıldı. 1949–1956 yılları arasında “ağarlaştırılmış müebbet hapis cezası” ile Belene’de kaldı.

Batı dünyasının baskıları sonucu Komünizmin birçok ağır hapishanesi kapatılırken, kendisini önce Plevne’ye sonra Sofya’ya naklettiler. 1963 yılında şartlı salıvermeden yararlanarak serbest kaldı.

1965 yılında Yenipazar’daki porselen fabrikasına porselen uzmanı olarak işe başladı. Porselenden tablolar, vazolar yapmaya başlamıştı. Çalışmalarını büyük bir titizlikle yapıyor ve sanatında doruğa tırmanıyordu. Eserleri Almanya, İngiltere, Finlandiya ve SSCB’de sergilendi. 1974 yılında Polonya’ya, 1976 ve 1977 yıllarında SSCB’ye davet edilerek porselen konusunda istişarelerde bulundu.

1979 yılında arzu ettiği anavatanı Türkiye’ye yarı mübadale sonucu geldi. Dışişleri Bakanlığı’ndaki kısa bir çalışma evresinden sonra İzmir’e yerleşti.

1985 yılında İzmir Balkan Göçmenleri Kültür Dayanışma Derneği’nin (BAL – GÖÇ) kurucu üyesi olarak dernek faaliyetlerine resmettiği eserleri ile başladı. 1999 yılına dek BAL – GÖÇ’te başkan yardımcılığı görevinde bulundu. 1999 yılında Celal Öcal ile birlikte Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği’ni kurdu. Halen fahri başkan sıfatındadır.

Ayrıca, ABD Balkan Ülkeleri İnsan Hakları Konseyi üyeliği, Amerikan İnsan Hakları Derneği üyesi, New York Bulgaristan Türkleri Derneği üyeliği, Amerikan-Türk İslam Kültür Derneği üyeliği görevlerinde bulunmaktadır.

Yirmi bir yıl içinde aralarında ABD (New York, Washington Elçilikleri ve BM Teşkilatı) ve Kanada’da (elçilik) olan, yüz altı resim sergisi açılışında bulunmuştur. Tunaser Yayınları tarafından Türkçe ve İngilizce olarak piyasaya sürülen Yaşadıklarımız Bir Daha Yaşanmasın (Let What We Live Not To Be Repeated) kitabının yazarı ve resmedenidir. Evli ve bir kız çocuk babasıdır.

EMBİYA ÇAVUŞ'A MESAJ BIRAKABİLİRSİNİZ....(TIKLAYIN)

 

Ceyhan'da açmış olduğu 1. sergi "İnsanlığa Çağrı"; Boğazlayan Kaymakamı Milli Şehit Kemal Bey anısına açılan anıt münasebeti ile K.K.T.C. Cumhurbaşkanı Sayın Rauf DENKTAŞ tarafından açılmıştır. 2. sergi "Yaşadıklarımız Bir Daha Yaşanmasın"; Ceyhun'dan Ceyhan'a Sempozyumu münasebeti ile Ceyhan Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Sözlü tarafından açılmıştır. Bir Balkan Türk'ü olan Embiya Çavuş Ceyhanlı hemşerileri tarafından çok sevilmiş biri olarak; Eserleri 2.Kitabı "Yaşadıklarımız Bir Daha Yaşanmasın"(Tunaser Yayıncılık) Kitabında toplanarak Ceyhan Belediyesi Kültür Yayınları olarak bastırılarak Dünya Kamuoyuna sunmuştur.

 

 Embiya Çavuş'un eserleri Çukurova Üniversitesinde de sergilenmiştir.

Ancak; Serginin yapılacağı yerin hazırlandığı gün meydana gelen olaylar münasebeti ile sergi açılışında olaylar çıkacağı sezinlendiğinden dolayı; resimler tekrar toplanarak sergi açılışı üç gün ertelenmiştir. Bu üç günlük süre içerisinde Embiya Çavuş'un eserleri Ceyhan'da Halis Demir (Truva Reklam) tarafından Ceyhan Belediye Başkan Yardımcısı Mükremin Bey'inde katkılarıyla kopyalanarak aşağıda göreceğiniz hale getirilmiş ve üç gün sonra eserlerin kopyaları Çukurova Üniversitesi'nde sergilenmiştir. Lakin korkulan başa gelmiştir,"Yaşadıklarımız Bir Daha Yaşanmasın" Sergisi üniversitede çöreklenmiş olan Türk düşmanları tarafından basılmış, meydana gelen harbede de onlarca öğrenci yaralanmış. kopya eserler yerlere çalınmış. Bu olaylar dan sonra Çukurova Üniversitesi rektörlüğü R1 Anfisini kapatarak Üniversiteye Türk Bayrağı asmıştır.

SOL GÖRÜŞLÜ ÖĞRENCİLER SERGİ BASTI: 6 YARALI...

Çukurova Üniversitesi'nde, sol görüşlü öğrencilerin Ressam Embiya Çavuş'un resim sergisini basması sonucu çıkan kavgada 6 kişi yaralandı.

MEHMET KAYMAK
ADANA - Çukurova Üniversitesi'nde, sol görüşlü öğrencilerin Ressam Embiya Çavuş'un resim sergisini basması sonucu çıkan kavgada 6 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Bulgaristan Türkleri'nin yaşadığı acı gerçekleri yorumlayan eserler üreten Ressam Embiya Çavuş, bugün "İnsanlığa Çağrı" adlı resim sergisini Çukurova Üniversitesi Kültür Müdürlüğü Sergi Salonu'nda açtı.

Öğle saatlerinde serginin açıldığı Kültür Müdürlüğü Sergi Salonu'na gelen sol görüşlü 15-20 öğrenci, Ressam Embiya Çavuş'a, "Biz PKK'lıyız, komünistiz. Bu resim sergisi bize hakarettir. Sergiyi kapat, yoksa seni de sergini de yakarız" diyerek tehditler savurduktan sonra ayrıldı.
Yarım saat sonra sol görüşlü 70-80 kişilik öğrenci grubu, Kültür Müdürlüğü Sergi Salonu'nu taş ve sopalarla bastı. Salonun girişindeki üniversite öğrencilerinin açtığı sergideki fotoğrafları parçalayan grupla sergiyi gezen öğrenciler arasında kavga çıktı. Kavgada yaralanan 6 öğrenci, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
Olay yerine gelen polis ekipleri saldırganları tespit etmek için çalışma başlattı.

Bu arada, Bulgaristan'ın Muhmuzlu Köyü'nde doğan ve Türkler'e yönelik uygulamaları protesto ettiği için 16 yıl esir kampında yaşayan Ressam Embiya Çavuş, dünyanın her yerinde sergi açtığını ve böyle bir tepkiyle karşılaşmadığını söyledi. 97. sergisini Çukurova Üniversitesi Kültür Müdürlüğü Sergi Salonu'nda açtığını kaydeden Çavuş, "15-20 kişilik öğrenci grubu gelerek, 'Biz PKK'lıyız, komünistiz. Bu sergi bize hakarettir, sergiyi kapat, yoksa seni de yakarız resimlerini de yakarız' diyerek tehditler savurup ayrıldılar. Yarım saat sonra 70-80 kişilik grup tekrar gelerek sergiyi bastı" dedi.

Serginin, insanın insanlığa yaptığı işkenceyi anlattığını, kimseyi hedef almadığını söyleyen Çavuş, "Üniversite yönetimini kınıyorum. Güvenlik önleminiz yoktu da neden sergiyi açtırdınız???" diye konuştu...

Haber Kaynağı:http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=216646

EMBİYA ÇAVUŞ'A MESAJ BIRAKABİLİRSİNİZ....(TIKLAYIN)

TÜRK TARİHİNDE ÜÇ ATA

Dünden bugüne, maziden istikbale Türk Dünyasına, Türk Tarihine kazandırdıkları unutulmayacak eserleri ile iftihar ettiğimiz, Ebedi ilimizin, Kutsal dilimizin, Işıklı yolumuzun Aydınlatıcısı Yüce Atalarımız... 

Türk Tarihinde Üç büyük Türk
OĞUZ KAGAN, DEDEM KORKUT, ATATÜRK
OĞUZ ATA, KORKUT ATA, KEMAL ATA
     OĞUZ ATA: Türk coğrafyasına  imzasını atan büyük hakan. Güneşi mızrak, göğü çadır bilen anlayışıyla, gök bayraklarıyla gün doğusundan gün batısına uzandı. Küheylanlar üzerinde bulutlarla yarıştı. Süngü batımı karı sökerek, kuzeyde gece ortasına kadar ilerledi. İl tutup töreyi düzenledi, çocuklarına ebedi devlet vaat etti. 
     KORKUT ATA: Kadını erkeği çocuğu ile birlikte milli idealler uğrunda mücadele eden, atı Kadını ve silahı namus bilen ve çok seven, milletin zengin ahlak ve fazilet macerasını kahraman ve ahlaklı Türk milletinin asil karakterini ve asil davranışlarının hikayesini bizlere öğreten. Eski Türk destanlarında görülen ve hükümdarlara dahi öğüt veren, halkın türlü zorluklarını kendisine danıştığı, Türk milletinin düşmanlarını daima başarısızlığa uğratacak yolları bulan, türk çocuklarına isim veren ak saçlı, veli Türk bilgesi. 
     KEMAL ATA: Devletin asli sahibi olduğu halde; Osmanlı İmparatorluğunda ikinci plana itilen, Türk halkını esaretten - özgürlüğe, ümmetten - millete, padişahlıktan - Cumhuriyete ulaştıran, temellerini Türk kültür ve medeniyetinin oluşturduğu Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu...
Tuval üzerine yağlı boya (100x75) -1995

Bebekler öldürülmesin

 

İnsanoğlu varolduğundan beri, hem çıkarları hem de hakimiyeti için süregelen savaşları yaratmıştır. Kutsal saydığı inançları ile yaşayıp o inançlarla Tanrısına kavuşmayı amaçlarken yok olup gitmiştir. Tanrıların peygamberlerini yarattığı bu kutsal topraklarda, binlerce yıldan beri süren var olma ve hakimiyet gayesi savaşları doğurdu ve sürdürdü. Ancak hiçbir savaş, Ağustos ayındaki gibi bebeklerin “terörist” damgası yediği bir savaş olmamıştı.

 

Çok geçmişe gitmeden, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Kudüs İngilizler tarafından işgal edilmişti. 1948'de BM kenti Doğu ve Batı yakası olarak İsrail ile Filistin arasında bölüştürür. İngiliz ve Yahudi misyonerler tarafından Ağlama Duvarı “Tanrı Evi” Araplardan satın alınmıştı. Ve böylelikle dinler arası savaşın tohumları atılmıştı.

 

Belirli bir planın ürünü olan ve ortaklaşa yetiştirdikleri Usame Bin Ladin’in adını kullanarak İkiz Kuleleri vurdurup Afganistan’a yerleşen ABD, Ortadoğu’da İsrail ve İngiltere işbirliği ile petrol kuyularının başına geçti. ABD Başkanı George Bush, Ortadoğu politikası için şu sözleri kullanmıştı. “Tanrı beni bu mücadelelerim için akladı”.

 

İsrail’in ABD ve İngiltere ile işbirliği yapması neticesinde Birleşmiş Milletler tarafından alınan “karar” uyarınca Lübnan’a savaş açmasını tüm dünya gözü açık seyretti. Dünya nereden bilebilirdi ki BM’nin giderlerini yıllardır kurucu üyeler ödemiyor. Tüm giderler Siyonist ABD tarafından ödeniyor. Düşünebiliyor musunuz Birleşmiş Milletler çalışanları maaşlarını tek bir ülke tarafından alacak? Bunun sonucunda tüm dünya BM’in vereceği karalara “tarafsız” diyecek!

 

İsrail, Lübnan’a yaptığı saldırıyı haklı çıkarmak için kaçırılan iki askerini kullandı. İki askerin Lübnan’a bedeli masum bebekler, yüzlerce ölü, yıkılmış şehirler, köyler oldu... İsrail öldürülen 37 bebeğin ardından “terörist vurduk” diyebiliyordu. İsrail’in yaptığı bu saldırıları Hitler İkinci Dünya Savaşı’nda yapmamıştı. Nerede Birleşmiş Milletler, nerede tüm dünya, insan hakları?

 

BM uzun süren İsrail saldırıları sonrasında ateşkese soyundu. BM Genel Sekreteri Kofi Annan İsrail’in savaş suçlusu olduğunu belirtti. İsrail, ateşkesin kalkmasına az bir zaman kala bile hala saldırılarına devem etti. Ateşkes imzalandı. Ateşkes imzalandı; ama Lübnan’da hala insanlar ölüyor. Çünkü İsrail’in kullandığı “misket” bombalar patlamayı bekliyor. Sokaklarda çocukların her an karşısına çıkması muhtemel olan bu bombalar, yüksek tahrip gücüyle bulunduğu alanı etkileyip canlıları yok edebiliyor.

 

Evet daha nice dini inançlar yaratılıp savaşlar olacak. Kimileri cennet, kimileri de para ve hakimiyet için... Tabiat yok olup giderken, işte o zaman süren savaşlar bitecek. Dünya yavaş yavaş başka bir yüze bürünecek, göklerde dolaşan Mars misali...

11/09/2006 İzmir

Embiya Çavuş

Haber Kaynağı:http://www.egelife.com/index.php?option=content&task=view&id=1291&Itemid=78

EMBİYA ÇAVUŞ'A MESAJ BIRAKABİLİRSİNİZ....(TIKLAYIN)

ULAK

14.yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda posta taşıma hizmeti atlılar tarafından sağlanırdı. Çağlar boyu türk ordularına zafer ve kahır haberlerini ulak getirmiş, ulak götürmüştü. Ne zaman Tuna'yı hatırlasam Kırat'ın nal seslerini duyarım. Ne zaman Tuna'yı görsem Kırat'ın toz dumanı görünür ufuklarda koynunda padişah fermanını taşıyan ulak, Tuna boylarında at koşturuyor. 1976 yılında yapılan bu tablo bir türk işçisinin yardımıyla Bulgaristan'dan Türkiye'ye kaçırıldı. Tuval üzerine yağlı boya (50x80) 1976 

“Medenileştikçe Barbarlaşıyoruz”

 

Sayısız savaşa sahne olmuş yorgun dünyamızın bu acısına bizzat tanıklık etmiş ve aslında kendi içinde bu yorgunluğu paylaşmış olan Embiya Çavuş’un ağzına öyle çok yakışıyor ki “Savaşlar sürmesin” çağrısı. O’nun savaşlar, insan hakları ihlalleri, işkenceler ve sürgünler arasına sıkışıp kalan yaşamı, insanın insana karşı ne kadar acımasız olabileceğini anlatan bir film senaryosunu andırıyor. Medenileştikçe barbarlaştığımızı dile getiren Embiya Çavuş kendi yaşadıklarından yola çıkıp, tüm insanlığın yaşadıklarını resimlerinde anlatıyor.

EMBİYA ÇAVUŞ HER AY DERGİMİZDE YAZIYOR... OLAY YARATACAK, GÜNDEMDEKİ KONULARIN DERİN ANALİZİNİ SAKIN KAÇIRMAYIN...

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

 

Bulgaristan’ın Şumnu ili Mahmuzlu köyünde 1926 yılında doğdum. 1933 yılında ilköğretime başladım. 1937’de Kemaller şehrinde bir yıl olmak üzere rüştiye (ortaokul), 1938 – 1941 yılları arasında Şumnu ilinde medrese eğitimimi tamamladım. Okul hayatı devam ederken resme merak sarmıştım ve amatör çalışmalarda bulunmuştum. 1944 yılında Ermeni asıllı okul müdürünün hışmına uğrayarak ilelebet Bulgaristan eğitim sisteminden mahrum bırakıldım. Ancak1945 yılında komünist rejimin başa gelmesiyle eğitim sistemine geri alındım. 1945 yılında nüvvab (lise) okuluna başladığımda, Türk okulları kapatılmıştı. Bunun üzerine 5 arkadaşımla birlikte sonradan Türkiye tarafından tescil edilecek olan “Bulgaristan Türklerinin Varlığını, Benliğini Koruma Teşkilatı”nı kurduk.

1946 yılında kırkbeş günlüğüne çalışma kampına gönderildim. 1947 yılında Gümülcine dönüşünde askeri istihbarat alanında (RO) yaralanmış olarak bulundum ve Varna’ya gönderildim. Varna’da işkencelerle geçen bir yılın ardından; 1948 yılında teşkilat kurmaktan, casusluktan ve Tito ve Georgi Dimitrov’a suikast girişiminde bulunmaktan ölüm cezasına çarptırıldım.

1949 – 1956 yılları arasında “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” ile Belene’de kaldım. Batı dünyasının baskıları sonucu komünizmin birçok ağır hapishanesi kapatılırken, beni önce Plevne’ye sonra Sofya’ya naklettiler. 1963 yılında şartlı salıvermeden yararlanarak serbest kaldım.

1965 yılında Yenipazar’daki porselen fabrikasına porselen uzmanı olarak işe başladım. Porselenden tablolar, vazolar yapmaya başladım. Çalışmalarımı büyük bir titizlikle yaptım. Eserlerim Almanya, İngiltere, Finlandiya ve Rusya’da sergilendi. 1974 yılında Polonya’ya, 1976 ve 1977 yıllarında Rusya’ya davet edilerek porselen konusunda istişarelerde bulundum.

1979 yılında arzu ettiğim gibi anavatanım Türkiye’ye yarı mübadele sonucu geldim. Dış İşleri Bakanlığı’ndaki kısa bir çalışma evresinden sonra İzmir’e yerleştim. 1985 yılında İzmir Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin (BAL – GÖÇ) kurucu üyesi olarak dernek faaliyetlerine resmettiğim eserler ile başladım. 1999 yılına dek BAL – GÖÇ’te başkan yardımcılığı görevinde bulundum. 1999 yılında Celal Öcal ile birlikte Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği’ni kurduk. Halen bu derneğin fahri başkanıyım.

Ayrıca,  ABD Balkan Ülkeleri İnsan Hakları Konsey üyeliği, Amerikan İnsan Hakları Derneği üyeliği, New York Bulgaristan Türkleri Derneği üyeliği, Amerikan – Türk İslam Kültür Derneği üyeliği görevlerinde bulunmaktayım.

Yirmi bir yıl içinde aralarında ABD (New York, Washington elçilikleri ve BM Teşkilatı) ve Kanada da (elçilik) olan, yüz bir resim sergisi açtım.

 

Acılarla yoğrulmuş bir hayatınız var. İnsanlığın ortak acılarını kendi acılarınızla harmanlayıp eserlerinize yansıtıyorsunuz. Amacınız nedir?

 

Misak-ı Milli hudutları dışında kalmış topraklarda yaşamanın acılarını bilir misiniz? “Atalarımın beş yüz yıllık Osmanlı esaretinin intikamını senden alacağız” denilen bir ülkede var olmak için işkence, dayak ve hakaretler altında yaşamaya çalışırsınız. Yaşamaya çalışırken sizi ayakta tutan şey vatan sevgisidir. Bu nedenle bir insanın vatanını sevmesi için yurtdışında yaşayıp, hasretlik çekmesi gerektiğini düşünüyorum.

Ben, gelecek nesillere uyarı ve ibret olsun diye Türk dünyası insan haklarına yöneldim. İnsan hakları ve demokrasiyi bir yerlere götürenler Türklere yapılanları görmezlikten gelirken, yaşanılan dramatik hayat, “acıları çeken bilir anlayışıyla” ihlal edilen insan haklarını duyurmak için yola koyulduğumda Türk kimliğine yapılanları gördüm ve eserlerimde aktarmaya çalıştım.

Bize barbar diyen “Uygar Batının” dilini ve dinini kabul edenler köle olarak çalıştırılmış, diğerlerine ise yaşama şansı tanınmamıştır. Çalıştırılan kölelerin de tüm yeraltı ve yerüstü varlıkları ellerinden alınmıştır. Uygarlık ve insan hakları alanında üzerine toz kondurmayan Batı, arkasına dönüp “dünkü” tarihine ve bugününe bir baksın, baksın ki uygar kim barbar kim görsün!

Dünya bizim kadar evrensel düşünmüyor. Kelimenin adı var ama yalnız bizi aldatmak için kullanıyorlar.

Osmanlı Orta Avrupa’ya kadar gitti. Birçok topluma hakim oldu. Bunların ne din, ne dil, ne mal-mülk, ne kadınına, erkeğine, çocuğuna dokundu. Batı ile Amerikalıların yaptığını yapmamıştır, burunlarını bile kanatmamıştır. Zaten bunun için varlığını uzun yıllar sürdürmüştür. Nereye baksan Osmanlı’nın izleri var. Buna rağmen barbar olarak adlandırılmıştır.

Yıllardır anlatmaya çalıştığım, uyardığım Türk dünyasının karşılaştığı veya karşılaşacağı tehlikeleri eserlerimde bir kez daha belirttim.  Bu zamana kadar hiçbir tablomu satmadım Çünkü benim amacım para değil, insanlığın insana karşı yapmış olduğu kötülüklerin belgelenmesi. Gelecek nesiller de görsün.

 

Kısaca Anadolu dışındaki Türklere bakışınızı öğrenebilir miyiz?

 

Ortaasya’dan geldik. Bana göre dünyanın üçte biri Türk kökenli. Bu ırkçılık değil. Türklerin yaşam tarzının kökeninde Şaman geleneği yatıyor. Şamanizm’de dürüstlük, çalışkanlık, temizlik, insanlık esastır. Bizim törelerimiz din kadar kutsaldır. O zamanki insanlarda boş konuşmak yoktu, her söz atasözü kadar kutsaldı, geri dönüş yoktu.

Ortaasya toplulukları komünizm devrinde Türkiye’yi anavatanı olarak görüyordu. Ama komünizm çöktükten sonra bizim işadamlarımız gitti. Bunun yanı sıra üç kağıtçılar da gitti. Bu tür olaylardan dolayı Türkiye’ye karşı soğuk baktılar. Böyle olduğunu bilmiyorlardı.

 

İkinci Dünya Savaşı ile günümüze dek dünyadaki olaylara bakışınız nedir?

 

Komünizm savaş sonrasında çok güçlü çıktı. Elinde silah, ordu mevcuttu. Komünizm Batı dünyasına karşı cephe almıştı ve çok güçlüydü. Açıkçası dünya hakimiyetine oynuyordu Moskova. Sovyetler Birliği dışarıdan getirdiği ve komünizmin özü ile eğittiği gençleri ülkelerine gönderip maddi destek sağlıyordu. Amaç tüm dünyaya komünizmi yaymaktı. Ancak sadece Fidel Castro başarılı olabildi.

Dünya ikiye ayrılmış ve diğer tarafta kapitalist batı dünyası vardı. Ancak kapitalizmin komünizm ile mücadele edebilecek gücü yoktu. Sömürgeci Batı dünyasının sömürdüğü insanların torunları Komünizmin eşitlikçi sloganlarından etkilenmişler ve cephe alamamış hale gelmiştir Batı.

Ancak Sovyetler Birliği içinde komünist idarecilerin keyfi ekonomik uygulamaları, ekonomik açıdan Moskova’yı zora sokmuştur.  Doğu Bloku ülkeleri arasında Varşova Paktı imzalanarak Batı’nın NATO’suna  karşı güç gösterisi amaçlanıyordu. Ancak Macaristan ve Çekoslavakya içinde Batıya karşı bir ilgi vardı. Yaşanan Macaristan olayları neticesinde Batı dünyası yavaş yavaş dünya sahnesinde rol almaya başladı.

Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanacak Kore, Vietnam savaşları gibi savaşlar arasında hep Batı Kapitalizmi ile Komünizm arasında yaşanan “soğuk savaş” ürünleridir.

Son Sovyet başkanı Gorbaçov’un Batı dünyası ile tuttuğu sıcak ilişkiler Sovyetler Birliği’nin çökmesine neden oldu. Bence Batı dünyası Gorbaçov’un büyük bir anıtını dikmeli.

Komünizmin çökmesi ile artık Batı Dünyası, Dünya hakimiyeti için oynamaya başladı. ABD şu an başrolde; ancak unutmayalım ki tarihte sürekli olarak roller değişir. Batı kapitalizmi vahşet saçıyor. Neden mi; çünkü Yahudi ve Anglo Sakson işbirliği ile Dünyaya sahip olmak amacındalar. Bakın düne ve bugüne neler oluyor. Irak, Lübnan’da, Filistin’de bebekler ölüyor. Amaç Ortadoğu topraklarına yani, Dünya hakimiyeti için yolun “kutsal topraklardan” geçtiğini biliyorlar. Birileri demokrasi vaadiyle çıkıp insan haklarını ihla ediyor ve herkes buna seyirci kalıyor. Ama durum ABD için vahimdir. Yahudi zihniyetli ABD ve kapitalizm çökmeye başlamıştır. Sömürdükleri ülkelerden getirdikleri insanların nüfusları artıyor ve belki de daha fazla. Artık Fransa’da Fransız bulmak zor. Sömürülenler ülke idare eder hale gelmiştir. Sırada İngiltere ve ABD yer alıyor.

Nazi Almanyası’nın nasıl dünya hakimiyeti için hayalleri suya düştü ise, Yahudi destekli ABD çökmeye başlamıştır.

 

Günümüz Türkiye’si ile dünya politikasını değerlendirir misiniz?

 

İnsan varolduğundan beri bütün mücadeleler din üzerine kurulu. Savaşların temelinde insanları gruplaştırma ve köleleştirme ya da belirli çıkarlar doğrultusunda toplumları yok etme isteği yatıyor. Örneğin Yahudiler yüzyıllar boyunca büyük acılar çeken bir toplum. Bence bu yüzden dünyanın en merhametli milleti olmaları gerekirken bir asker için bebekleri öldürüyorlar. Amerika’nın da ne kadar vahşi olduğunu hepimiz görüyoruz.

Türkiye dış politikasında gerçekten büyük hatalar yapıyor. Çünkü dış politikamızı Amerika’nın istekleri belirliyor. Dünyanın en hassas noktasında yer alıyor Türkiye. Bu nedenle Avrupa ve Amerika bizim Orta Asya ile birleşmemizden de korkuyor.

Bizim için AB’den önce Orta Asya gelmeli. Avrasya Birliği bizim için daha mühim. Geçenlerde Şanghay toplantısı oldu. Rusya, Kore, Çin, Hindistan, İran, Pakistan ve Türk Cumhuriyetleri bu toplantıya katıldı. Bizi de davet ettiler, ancak Türkiye’den kat

 

 
  balkonoloji-niyazi akkılıç
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  niyaziye göre zaman tamamdır.
  ATATÜRK SÖZLERİ
Bugün Kurban Bayramı, kurbanlar kesilecek sevap niyetiyle etler dağıtılacak herkese. Yürekler bir olacak gönüllere kilitlenecek. Gökler rahmet bereketiyle yağmurlar boşaltacak yeryüzüne. Bugün hepimizin yüreği şenlenip bayram sevinciyle coşacak. Hepimizin Kurban Bayramı kutlu olsun. İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy

www.htmlmekani.tr.gg
FİKRİ HÜR, İRFANI HÜR VİJDANI HÜR ,BİREYLER OLMALIYIZ. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK AKLIN VE BİLİMİN ÖNCÜLÜGÜNDE TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ÇAGDAŞ UYGARLIK DÜZEYİ ÜZERİNDE OLMASI VE GELİŞMESİDİR. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ULUSLARA EGEMENLİK -FERTLERE ÖZGÜRLÜK! BALKANOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ ÇAGRI BALKANOLOJİ Merkezinin ilk kurma kararını toplantısı25 Mayıs1988 yılı Toplantı yeri Kartagümrük/Fatih-İstanbul Adesinde kararlaştırılarak Balkanlarda Türk Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Dernegi olarak kurulmuştu.Lakin Dernek Üc yıl sonra 1991 yılında maddi olanaksızlıklar Tarafından kapandı. Bu duruma meydan vermemek için ve Balkanlardaki Kültür, Dil, Mimari Tarih EGİTİM, Edebiyat ve Sanat kıyımına tahamül edemeyen sayın NİYAZİ AKKILIÇ-İSTANBUL/Gaziosmanpaşa Merkezinde ÖZEL kurduğu, BALKANOLOJİ ARAŞTIRMALARI Merkezi Salih paşa caddesiN.14. adresinde Altaylardan Tunaya Darneginin catısı altındadır.Kurucular ve üye. 1.-NİYAZİ AKKILIÇ Başkan Emekli Memur. 2.İDRİZ KAHRAMAN Başkan Yardımcısı Gazeteci ve Emekli. 3.MELEK TABAK ALTAY TUNA Dernegi Sekreteri 4.NİZAMİ ALPER AKKILIÇ Kurucu üye-öğrençi. 5.HÜSNÜ ZAKİR-ÖĞRETMEN Kurucu üye Bulgaristan BALKANOLOJİNİN BAŞLIÇA AMACI Niyazi Akkılıçın 40 yı boyunça topladığı 600 yıllık eski kitaplar, belgeleri, süreli yayınlardaki Balkan haberleri, belgeleri, resimleri korumak Mimari Türk-İslam İzlerini ve Mirasımızı araştırmak ve Tanıtmak ENVANTERİNİ VE Arşivini düzenlemek, kültürel eserlerimizi itinalı bir şekilde deizmek, restore ettirmek, Araştırmacıları, Uzmanların hızmetine sunmak, Katoloklar ve kitaplar hazırlamak Radyo ve Televizyon gazete ve Dergi, gibi duysal görsel, yazısal, yayın araçları ile ülke ve BalkaN Türk Dünyasının Tarihi kültürel sanat varlığını DİĞER Ülkelere ve Dış Dünyamıza tanıtmak için Sergiler, Paneller, Konferanslar düzenlemek ve İnsanların Dikkatine Hızmet ve tanıtımına sunmaktır.BU NEDENLE tarihimizdenen bu ğüne kadar Balkan Ülkelerinden Anavatan Türkiyemize Göç ETMİŞ Bulunan Balkan-Rummeli Göçmen Vatandaşı Türk ve Müslüman vatandaşlarımızın ellerindeki kültürel Tarihi BİLGİLERİ-Resimleri,tapu, evlilik, gazete- matbuat,broşür,kitap, vesika gazete, dergi, okul şahadetnamesi v.s. herne varsa bildirmeleri içi ÇAGRIDA BULUNMAKTAYIZ. Bu Çagrı aynen Balkanlarda yaşayan Türk ve Müslüman kardeşlerimiz içinde geçerli olup gereken ilgiyi Balkanoloji Araştırmaları Merkezine göstermelerini beklemekteyiz.Bu Çagrı Balkanlarda zor kalan Türkçemizin ve Tüm ECDADIMIZIN, SİZLERE HİTABEN KUTSAL ÇAGRISIDIR. Bu Çagrı ecdat yadiğarı yıkılan, yakılan,kırılan, yok olan, ayni zamanda ayakta dimdik kalmayı saglayan ben varım diyen Camilerimiz, Mescitlerimiz, Saat KULELERİMİZ, Çeşmelerimiz, Tarihi Türk evleri, konakları, Sarayları, köşkleri, pınarları, hastaneleri, demiryoları istasyonları, kütüphaneleri, Çiftlikleri, v.s. her adım başı Türklük kokan Tarihi kültür sanat eserlerimizin tanıtım ve araştırılmadsı için Han Vhamamlarımız, dag, tepe, bag, bahçe, tarlalarımız, okul ve Dükkanlar, arölyeler, işlikler, fabrikalar Osmanlıda bvu ğüne kadar her nr varsa hepsinin bildirilmesi için bu merkeze baş vurmanızı ve irtibata geçmenizi bekleriz. niyaziakkilic@hotmail.com http./balkanolojicom.tr.gg../ Tel.+905357910694 Veya Altay Tuna Göç Dernegi-Balkanoloji Araştırma Merkezibaşkanlığı. Salihpaşa cad.N.14/K.5.. Berec-Gaziosmanpaşa/İstanbul. Adresine bekleriz. Güzel Anadolumuzda hür ve Müsatakil /bagımsız/ yaşamak için Balkanları-Rumelliyi unutamayız. Rumeliyi –Balkanları unutmak Kendimizi inkara çalışmaktır.Bizler kültür hazinesinin bireyleri olarak, Ulusumuzun gencinden yaşlısına kadar, memur, köylü, işçi, şair, yazar, Cumhurbaşkanından Başbakanına kadar Millet vekilleri, gazeteci, televizyoncu, yayıncı, üniversite öğretim üyeleri, Bakanlarımız ve Bilim adamlarımız Aydınlarımız ve öğretmenlerimize kadar dernekçilerimize yedisinden yetmişine kadar hepimize BÜTÜN Balkan kökenli ve Anadolu olan hepimize çandan yalvarıyoruz ve çağrıyoruz. Geliniz Balkanolojide3 Buluşalım.Sizler bizlere sahip çıkarsanız bizlerde dünya durdukça yaşamaya devam edeçegiz.BNoşuna öşmedi bu kadar insan. Boş yere akmadı oluk oluk kan. Kalk artık ulusum. Kalk artık uya. Yalvarıyoruz. Yalvaruyoruz. Sözde sizlerin sazda sizlerin. Madi ve Manevi yardemlarınızı bekleyoruz.Çünkü bizleri BNalkanlarda Binlerce köy, şehir samanlıklarında, tavanlarında, sandık köşelerindeki, hatta kömürlüklerdeki çöplüklerdeki onları ateşlerden topşlayarak farelerin kemirmesinden, örümçek aglarıdan kurtararak 10 BİNLERCE VE 100BİNLERCE DOLAYINI BULABILECEK KÜLTÜR TARİH İNÇİSİNİ İstanbul ilinin Gaziosmanpaşa ilçesinin Salih paşa Sokagı N.14. K.5. Berec ADRESİNE Balkanoloji Araştırmaları Balkan Türklerinin abide Şahsiyeti sayın Araştırmacı BaşkanNİYAZİ AKKILIÇ Beye göndermenizi bekler candan teşekür etmeyide bir borc biliriz. Unutma ve şu mısralarıda hatırlayalım. Boşuna akmadı bunça kan Boşuna ölmedi bu kadar insan, Boş yere akmadı oluk oluk kan. Kalk artık ulusum , kalk arttık uyan. Balkanoloji başkanı Niyazi AKKILIÇ DİYORKİ,Balkanlardaki Türk Kültürünü varlığını araştırmak, bulmak, tanıtmakl, yaymak ve yaşatmak her Türkün en Kutsal görevidir. Eger Milletleri bir ulu Meşe AGACINA BENZETİRSEK BU AGAÇ MUHTAC OLDUĞU NEMİ GEÇMİŞTEN ALIR VE O SAYEDE İSTİKBALE/GELECEGE/ KÖK SALAR.Atalarımızın bıraktığı Tarihi Kültürel eserler Gelecegimizin en büyük teminatıdır.. /güvencesidir/Onları yok olmaktan kurtarmak bizim birinci görevimizdir. İşte bunun Çagrısını AnaDOLU Türküne ve Balkan Türklerine içtenlikle yaparak bu göreve bir nebze olsun yardımlarını beklemekteyiz. Saygı ve selamlarımızla Balkanoloji Araştırma Merkezi başkanı Niyazi Akkılıç-İstanbul. İrtiat. niyaziakkilic@hotmail.com. http./balkanolojicom.tr.gg./ http/hurbalkancom.tr.gg./ Tel.+905357910694. Salihpaşa cad.N.14. Gaziosmanpaşa/İSTANBUL. HÜRMET VE SAGI DOLU SELAMLARIMIZLA. Balkan Türklerini catımıza haberlerini ve desteklerini bekleyoruz. BALKANOLOJİ BAŞKANI-Niyazi Akkılıç-istanbul.
  TÜRK TARİHİNDE ÜÇ ATA
OĞUZ ATA ,KORKUT ATA KEMAL ATA 1:OĞUZ ATANIN İLİ BİZİM ORTAK İLİMİZ. 2:KORKUT ATANIN DİLİ ,BİZİM ORTAK İLİMİZ 3:BİZİM ORTAK YOLUMUZ
Osmanlıda Giyinim

sitene ekle

Myspace Graphics
  DELİORMAN TÜRKLERİNE
BALKAN TÜRK VARLIGINA DOGRU YOLU GÖSTERECEK ÇOBAN YILDIZIBİR ÜMİD VEİMAN GÜNEŞİ HALİNDE DOĞARAK YÜKSELMİŞTİR.DELİORMAN TÜRKLERİ İÇİN TEKYOL DEMOKRASİDİR-ZAFERDİR-ADALETİR.BU ZAFER ÖZGÜRLÜĞÜN TEK YOLUDUR.KABUL ETMELİYİZ.
NİYAZİ AKKILIÇ

BALKONOLOJİ ARAŞTIRMASINDAN ÖZETLER
BULGARİSTANDA TÜRKLÜK MÜÇADELESİ
Balkanoloji araştırma merkezi başkanlığı olarak özetlemek istersek,Altaylardan Tunaya
Göçmenler Dernegi ve onun rehberliğinde yörütülen Balkan dil, kültür, Tarih, Mimari Egitim, Edebiyat v.s. Araştırmalarımız Balkanoloji Araştırma Merkezi adı altında Başkan
Niyazi Akkılıç yönetiminde Balkan-RumelliTürk kültür varlıklarının Mirasını araştırmak ve tanıtmak plan ve projeli uygulamalarlan arşiv ve Eanvanterini çıkarıp Balkan Türklerine sunabilmektir. Başlıçada genel amacımız bu yönde yapılan çalışmalardır.
Balkanoloji Merkezinin bu yönde yürüttüğü araştırma ve çalışmaları destekleyen Ana DOLU Türkleri VE Balkanlardaki TÜRKLER VE Göç etmiş bulunan Balkanlı aydınlarımızın bu konuda BALKANOLOJİ olarak açık ve net olarak her Türkün – her bir AYDIN KİŞİNİN öğretim üyesi veya gazeteci – Tarihçi kim neler Balkanlar ile ilgili neler bilirseler, bize fikir ve düşünçelerini hiç sakınmadan bildirmelerini içabında kendi özel fikir ve düşünçelerinide sunarak katkı ve desteklerini ve bizimle birlikte yer almalarını bir Balkanlı Türkü olarak beklemekteyiz. Emai,l. niyaziakkilic@hotmail.com. http./balkanolojicom.tr.gg./ http./hurbalkancom.tr.gg../ +905357910694 olarak arayabilir ve iletişim kurabiliriz.Muhterem Balkanlı Türkleri-Bizler yani atalarımız Balkanlara-Anadoludan gelen ve göç eden yürük Türkmen Türkleridir.
Balkanolojinin başlıça genel amacıda önçelikle Balkanlardan Anavatan Türkiyemize göç gelmiş olan Balkan Türklerinle ve Oralarda kalan akrabalarımızla balkanlı türklerlen kültürel, sosyal, Tarihsel baglarımızın derin köklerini araştırmak tanıtmak ve yaşatmak için yerliyerinde bilimsel araştırmalar yapılarak Türk kültür tarih varlığını yeninesle daha iyi tanıtmak için bunuda belirli zamanlarda bizim olan ve yüreklerimizde ve beleklerimizde halen bizim bilinen Balkanları ve oradaKİ VE YAŞAYAN ÜÇBEYLERİ VE Türklerlen ilğili bilinen bütün haber ve bilgileri, hep berabercesine, Birlik- Beraberlik- Dirlik ve Dayanışma içersinde hepberaberçe kanımız çiğerimiz olarak paylaşmaktır. Bunun için Balkanoloji araştırma merkezi sizlerden düşünçe ve fikirlerinizden bu konuda katkılarınızı ivedilikle beklemekteyiz.BULGARİSTANDAN DÜNDEN BU GÜNE YAPILAN GÖÇLE
1878-80 Yılları1,000.000. kişi aile,
1880-1912 yılları440.000kişi ailr.
1912-1951yılları154.000kişiaile.
1951-1978 yılları130.000kişi aile
1978-1990 yılları345.000 kişi aile
1990-2000ylları185.000 kişi aile
Böylece Bulgaristandan Rus-Türk harbinden sonra başlayan ve 2000 yılına kadar süren 130 yıllık bir zaman içinde Bulgaristandan 2,254. 000 Türk ailesi göç ermiştir. BU göç ailelerini ortalama 3 kişi olarak hesap etsek 6.762.000 Türk bulgaristandan göç etmiş oluyor.
Bu ğüm yapılan Araştırmalara göre Balkanlardan GELEN Türk Göçmenlerinin sayısı Anadoluda 36575 850 kişi olarak biliniyor bu rakamın 18725250 si Bulgaristan kökenli olduğu amlaşılmaktadır.Bunun için Bulgaristan ve Türkiyede secimlerde yapılan ikili anlaşmalar bu konuda büyük rolü olmaktadır. Bulgarista HÖH-nin lideri olan sn. Ahmed Doğan için bu rakamlar Bulgaristan Türkleri için Barışın VE Daletin saglanmasında Demokrasinin genel unsurlarıdır.Unutmayalım ve devamlı kalplerimizden silinmeyen AZILI KOMUNİST Rejminin Mimarı Todor Jivkof döneminde Mestanlı meydanı basan taklar ve altında ölenler sonra benkovskide küçük Türkkanın Anakuçagında öldürülmesi ve yine HAK VE ÖZGÜRLÜK MÜÇADELESİ VEREN Niyazi İbrahimin oglu StaraZagora İLİNİN Rıjena/Hamursuz / köyünde boğzlanmadını babası Müslüman Pomak Türklerinin haklarını savunup müçadele verdiğinden öldürülerek tam g göç etmeside altı ay sonraya bırakılması ve baskıda bulunması nasıl unutulur. Bu iki küçük çoçuğun ölüm sonrası Analar ve Babalarda şehit edilmedimi, Birçokları Zındanlara gönderilmedimi, SÜRGÜNLERE Balenelere gönderilmedimi. Bütün Bulgaristan Türk aydınları, gazeteci, yazarı, doktoru v,s. Baskılara tabii olmadını. Zorla isimler degişmedimi, dil- din kültür ve Türkçemiz yasaklanmadımı hangisini sayalım okadar çok yasaklar vardıki. Bütün bunlar nasıl unutulur.
Bulgarlaştırma ve soykırımı için yapılan katliamlı baskıları zulmün pençesinden kurtulmak için Binlerce Şehitimizin akan Sıçak kanları için onları yad etmek savunmak için davaya milli şuurla destek verenler BELENE SÜRGÜNÇÜLERİ VE Cezaevi mahkümları v.s. her bir tutuklu ve zulum gören Türkler ve Müslümanlar kendi milli yapılarınla ve Milliyetçi Türklük duyğularınla mücadeleler vererek örnek olmaya gayret göstermekteydiler. Türk milletine örnek olmak için Önçe Türkçemiz Dil Egitimimizin yeniden destek görmesi için Her Bulgaristan Türkünün BAŞI Göklere ERMESİNİ BEKLERKEN MAALESEF HALA DAHA TÜM Demokrasilere ve ÖZGÜRLÜKLERE RAGMEN Avrupa Ülkesi olan Bulgarista Yinede Türk okullarını önemsemediler. Türk Milletvekileri ve lider SNaHMED Doğan yine yalnız kaldı. Ataka milliyetcilerine yenilmiş oldu. OBİR GÜNEŞTİ LAKİN Bulgaristan Türklerine Sıçaklığını verip kanadı altına alamadı. BURADA Türk MİLLETİ YİNE ÖKSÜZ VE YETİM KALDI. Bulgarlaşmada dökülen ASİL Türk kanlarının tam terzisini bularak tartamadılar. BU KANI YERDE BIRAKMAMAK İÇİN BAŞTA Bulgaristan Türklerinin baskılarını ve zulmü unuturabilmek için bir nebze Türk OKULLARINI AÇARAK Türkçe egitime yön verilmemesi çok çok acıların ve zızıların nar taneçiği olarak bırakılmıştır.UYARIYORUM. sakın daha geç sayılmaz. Asla asla unutmayınız ve unutmayınızki unutulmasın tarihin mazisi hatırlasın ve özgürlük günesinin aydınlığı herkesi Demokrasi içinde ısıtabilsin.Bulgaristan bu gün Türk ve Müslüman 3750560 kişi bu olayların gerçekleşmesini beklemektedir.Ey Balkanlı Türküm dur hemen gitme. Durduğun yere hele bir bak. ŞU ANDA Balkanlardasın. Bulgaristanda geldiğin Deliorman veya Güller vadisindesin hiç fark etmez.Bu Topraklar Anavatandan koparıldıktan sonra topragın bereketinebıraktığın evine yurduna malına bahçe ve tarlanaı nasıl yitirdiğini biliyorsun. Kalmadımı BEŞPARASIZ VE HİÇ PULSUZ BULGARLARA TESLİM EDİLMEDİMİ.Arkasında kocaman bir Türk mirası ve hatırası olan bu topraklar atalarımızın alın terinle kazandığı topraklar degilmiydi. Bunun için sen hala Evladı Fatihanların bir neferisin ve evladısın. Torunusun.Unutma sen hala fatihanların topraklarındasın. Çünkü TAPULAR Ankarada HALA ARŞİVLERİMİZDE SAKLANMAKTADIR.
Şehitlerimizin ve Gazilerimizin bu topraklarda akan Sıçak kanları vardır. Bunu size milli duyğularumla anımsatıyorum. Bastığın Bulgaristan Topraklarında unutma 600 yıllık ceddinin ve atalarının müçadele şerefi şanı, emegi var. Anıları ve tarihi var olup yazılmış tarihi miras tapularımız vardır. Başını rg ve şunuda hiç unutma durduğun yere bir bak. Bir Fatiha oku. SONRA GENE DURDUĞUN YERE BAK UNUTMADAN Milli Müçadelemizi
Tanı daha fazla tarihinden bilgi almak isterseniz bizi ara niyaziakkilic@hotmail.com.
http./balkanolojicom.tr.gg../ http./hurbalkancom.tr.gg../ +905357910694. ara ve sor öğren.
Şehitlerimizin yüzüne nasıl bakacaksınız. Nerede kaldı Türklerin DOĞAL HAKLARI. Nerede kaldı Şehit Türkümün akıtılan saf temiz kanları. Bunları Bulgaristan Baş Duşmanı Jivkof yönetiminin Devamçılarına peşkeşmi çekileçektir. Yoksa ADALET YERİNE GELEÇEKMİDİR.Böyle giderse Türk ve Bulgar bie arada yaşaması zorlaşaçak gibi geliyor Buşlgaristan Türk halkına. Avrupa Birliğine girdik onlarıda ikna etmedeBulgarlar kadar zormudur. UYANIK milletvekili Türklerimiz nerede YOKSA kara para veya dalevera peşindelermi. BÖYLE BİR VAKA VARSA NASIL ÇIKARSINIZ KARANLUIIKLARDAN AYDINLIĞA. Unutma Bulgarisrand Nigboludan başlar Türk Müslüman İMTİHANLARI, vidin, PLEVEN, VARNA, ŞUNMNU, ŞİPKA KAZANLIK eskizagra, tırnava, Filibe , Burgaz, elena gibi uzar gider Türkün verdiği kahraman şehitlerinin kanı unutmayın egri işler yapmayınız. Sizlerde kafirler gibi bu kanlarda boğulma ihtimallerine sakın düşmeyiniz. Yine SULANMAsın ATATOPRAKLARI ŞEHİT KANLARINLA METİN OLUP Milletin sadık erleri olalım.şimdi Balkanoloji olarak ATATÜRKÜN SÖZLERİNLE BİTİRİYORUM.
Bizler Altaylardan Tunaya göçmen TÜRKLERİ VE ÜYELERİ Balkanoloji Araştırma çalışanları olarakta, Bulgaristanda Şehitlerimizi büyük saygıyla anıyoruz. Türk milleti ve onun çocukları olarak her zaman ACDADINI TANIDIKÇA, ONLARA SAHİP ÇIKTIKÇA YİNE BÜYÜK İŞLER YAPAÇAKTIR. Türk Medeniyetinin ufkundan doğan yeni bir güneş gibi devamlı parlayaçak ve Tarih sayfasında yine Türk ası ilebet yazılacaktır. Mustafa Kemal AtaTürk.. metini yazan ve hazırlayan . Balkanoloji kültür tarih başkanı Niyazi AKKILIÇ-İSTANBUL. SAYGI VE HÜRMETLE BALKAN Türklerinden yanıt ve destekler beklemekteyim. 9.01.2009.yılı. NİYAZİAKKILIÇ-İSTANBUL.


BALKANOLOJİ ARAŞTIRMA MERKEZİ ÇALIŞANLARI ADINA YAPTIĞIMIZ BALKAN TÜRKLERİ VE MÜSLÜMANLARININ UYGARLIĞINDAN BU ĞÜNE KADAR BALKANLARDAKİ GELENEK, GÖRENEK, ÖRF VE ADETLERİMİZ DİLİMİZ, DİNİMİZ, KÜLTÜR VE TARİHİMİZ EGİTİM VE EDEBİYATIMIZ KİMLİĞİMİZ VE VARLIĞIMIZ HER YÖNÜYLE BİLİMSEL AÇIDAN ARAŞTIRILARAK KAYITLARA GEÇMEKTEDİR. BU GÜNE KADAR BİRÇOK ÇALIŞMALARDA BULUNDUK. GENELLİKLE BULGARİSTAN DAKİ MİMARİ KÜLTÜR İZLERİMİZİN DÜNÜ VE BUĞÜNÜ 600YILLIK MİMARİMİZ ESKİ EV VE KONAKLARIMIZ V.S. OLMAK ŞARTINLA BULGARİSTANDA TÜRK YAPISI KESİN OLMAYAN BİR 3339 ADET ESER GÖSTERİLİYORDU. BUNLAR ÇOK YETERSİZ OLDUĞUDA BİLİNİYORDU SON BULGARİSTAN ÇALIŞMASINI BAGLANTISINDA GÖRÜLDÜKİ 222812 ADET ESERİMİZİN YANLIZ 168750 ADEDİ TARİHİ TÜRK KLASİK STİL YAŞADIĞIMIZ ECDAT EVLERİ ÇIKMIŞTIR.1660ADET YENİ VE ESKİ CAMİ VE MESÇİT VARDIR.YANİ UZATMAYAÇAGIM BU ESERLERİN LİSTESİ 55ADET CEDVELDE TOPLANIYOR. TÜRKLÜK VE MÜSLÜMANLIK KÜLTÜRÜ OKADAR ÇOK DERİNKİ ANLATMAYLA SON BULMAYOR. BÖYLE BÜYÜK BİR IRKIN VE FATİHİN TORUNLARI OLARAK BİZLER GEÇMİŞİMİZE SAHİP ÇIKALIM. SET ÇEKENLERİ UYARALIM VE GERÇEGİ ANLATALIM. BİRLİK, DİRİLİK, BERABERLİK DAYANIŞMA BU DÖRT SÖZÜ KEMİKLEŞTİREREK TÜRKLÜĞÜMÜZE SAHİP ÇIKALIM. NETEKİM SAYIN ERDİNÇ BEYİN SÖYLEDİKLERİ ÇOK YERLİ YERİNDE TÜRKSEK SAPINA KADAR TÜRKLÜĞÜMÜZÜ BİLELİM VE KİMŞİĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM. SÖZ EDİLEN ERDİNÇ KARDEŞİMİZİN GİBİLERİNİN DAHA ÇOK OLMASINI DİLER BALKANOLOJİ ÇATISI ALTINDA TOPLANMAMIZI BEKLEMEKTEYİM. BÖYLE ARKADAŞLARLAN GURUR DUYMAK TÜM TÜRK MİLLETİNİN HAKI OLMASINI İSTERİM ENDERİN SELAM VE SAYGILARIMLA NİYAZİ AKKILIÇ-İSTANBUL.BALKANOLOJİ BAŞKANI.


DUYURU

BALKANOLOJİ MERKEZİ
Balkanlarda Türk Dil Kültür Tarih Araştırmaları merkezinin kuruluşunun yegane amacı bütü Balkan Ülkelerindeki gecen 600 yıllık Türk –Müslüman Kültür Medeniyetinin varlığını araştırmak ve bu ülkelerde çeşitli sebebler yaratılarak kaybolan Mimari anıtlarımızın ve kültürel güzeliğimizin yıkılması, yok edilmesi, kaybolması, yakılması ve yıktırılması gibi birçok nedenlerlen GEÇMİŞ TARİHİMİZDEN BU ĞÜNE KADAR KENDİNİ KORUYABİLMİŞ VE DİMDİK AYAKTA KALAN Mimari kültür izlerimizin ve Osmanlı
Yapıtarınıo tek tek köy ve şehir demeden araştırarak , meydana getirmek istediğimiz Balkan Mimari Eserlerinin dünü ve buğünü diye Envanterini ve arşivini çıkarıp gereğinçe düzenlemektir.Bizlere bu konuda daha ayrıntılı ve verimli çalışabilmek için, daha bilimsel çalışmalarda bulunmak ve katkı saglamak, bilği alışverişini hızlandırmak, özğür ve daha çok yaratıcı birer bireyler olarak Balkanlılara genç Araştırmacılar yetiştirmek ve böylecede ilmi ve bilimsel sonuçlar çıkararak ortaya koyabilmektir.Böylecede Balkanlardaki yıkılan köprüleri yeniden inşa etmek demek Balkan Ülkeleri halkları arasında yeniden bagları genişleterek İşbirliği ve Dostluklar kurarak, kuvvetlendirmektir.Kardeşliği güçlendirmek gayesinlede Dünyamızın ve insanlığın daha güzel olabilmesi için Evrensel mücadeleleri Dünya Barışına, Demokrasi yolunda hak ve adaletini saglamakla yeni içerikli elemanlar saglanmasında, yetiştirilmesinde düşündüğümüz amaçlardan yeganesidir.
Balkanoloji di, kültür tarih araştırma merkezinin ayrıça kısa adıda BALKANOLOJİolarak
Saptanmıştır.Bu Kuruluş 1988 yılında bir Balkanlı Osmanlı kuruluşu olarak kurularak
İstanbul-Gaziosmanpaşa ilçesinde Tüm Balkan Türklerini kapsayan bir bilimsel araştırma kuruluşu olarakTarihi Türkiyemizin İstabul kentinde nufusun önemli bir bölümü Balkan Türkleri oluşturması göze alınarakBalkanlarda Dil, Kültür, Tarih Mimari ARAŞTIRMA MERKEZİ Kordinatörü ve Araştırmacı Sn. Niyazi Akkılıç Başkanlığında kurulmuştur.
Kuruluşumuz bütü Balkan Türklerine ve Göçmen Derneklerine kapısı açık olup gerekli Balkan ülkelerinle ilğili balkan Türklerinden bildikleri bilgileri, belgeleri, eserleri ulaştırmada gayret gösteren birçok Balkan Türkleri derneklerine ve Altay Tuna Dernegi Üyelerine gönülden teşekürler eder ve mütemadiyen daha hızlı bir akışla şu iletişime yer vermelidirler. niyaziakkilic@hotmail.com. http./balkanolojicom.tr.ğğ./ +9053579106.
Adres.Salih kardeşler cadesi.N.14. Berec-Gaziosmanpaşa/İstanbul.Niyazi Akkılıç.
  EĞEMENLİK-ÖZĞÜRLÜK
ULUSLARA EGEMENLİK FERTLERE ÖZĞÜRLÜK
M.K.ATATÜRK.

BİTİRDİM ESRİMİ SİLDİM KALEMİM
NİYAZİ AKKILIÇ

DİLDE ,FİKİRDE, İŞTE BİRLİK . İ.GASPIRALI-KIRIM

BALKANLARDA TÜRK KÜLTÜR VARLIGINI ARAŞTIRMAK BULMAK ,TANITIP YAYMAK HER TÜRKÜN EN KUTSAL GÖREVİDİR.

EGER MİLLETLERİ BİR BÜYÜK MEŞE AĞAÇINA BENZETİRSEK ,BU AĞAÇ MUHTAC OLDUGU NEMİ GEÇMİŞTEN ALIR VE O SAYEDE İSTİKBALE KÖK SALAR. ATALARIMIZIN BAKTIGI TARİHİ KÜLTÜREL ESERLER ,GELECEGİMİZİN EN BÜYÜK TEMİNATIDIR.ONLARI,YOK OLMAKTAN KURTARMAK BİZİM BİRİNCİ GÖREVİMİZDİR
NİYAZİ AKKILIÇ.

TÜRKÇEMİZ

ANALARIMIZIN DİLİ ,ANADİL ,DİLLER GÜZELLİK YERİNE KILIÇTAN KESKİN ,ÇELİK TEN SERT , KAYADAN SARP,BORADAN HIZLI, İPEKTEN İNCE ,KELEPEKTEN UÇUÇU, ÇİÇEKTEN RENKLİ ,ALTINDA PARLAK , SUDAN DURU ,TÜRKÇEMİZ....
NİYAZİ AKKILIÇ

EY TÜRK EVLADI
KİM OLDUGUNU, NERELERDEN GELDİĞİNİ VE ŞİMDİ NERELERDE OLDUĞUNU HİÇ SOR GULAMA FIRSATIN OLDU MU? BAYRAGININ RENGİNİ TOPRAĞINI KOKUSUNUN KANININ ASLETİNİN FARKINDA MISIN?

Türkün sesiTürklüğün sesi olmalıdır.
TÜRKLÜĞÜN DIŞINDAKİ SES TÜRKLÜĞÜN SESİ SAYILMAZ. Yahya Kemal.


BÜYÜK ŞEYLERLERİ YANLIZ BÜYÜK MİLLETLER YAPAR.
ATATÜRK

TÜRKLÜGÜN 6 İLKESİ
1:Siyasi varlıkta birlik .
2:Dil birligi
3:Yurt birligi
4:Irk ve menşe birligi
5:Tarihi karabet.
6:Ahlaki karabet

eger bir millet büyük se kendini tanımakla daha büyük olur.(ATATÜRK)

KUŞLAR GİBİ UÇMAYI BALIKLAR GİBİ YÜZMEYİ ÖĞREN dİK FAKAT Ç BASIT BİR SANATI UNUTTUK İNSAN GİBİ YAŞAMAYI BİLİYORMUSUN BUGÜN dÜNYA dOSTLAR GÜNÜ MESAJI SEV İĞİN dOSTLARINA GÖNdER EĞER BENdE O SEVdİĞİN dOSTLARINdAN BİRİYSEM BANAdA YOLLA BUNU ARKAdAŞLARINA GÖNdER BAK KAÇ CEVAP GELECEK EĞER 7 dEN FAZLA İSE SEVİLEN BİR dOSTSUN yazar:Alper akkılıç

ALLAHNASİP EDER,ÖMRÜM VEFA EDERSE ,MUSUL-KERKÜK VE ADALARI GERİ ALACĞIM.SELANİK DE DAHİL.BATI TRAKYAYI TÜRKİYE HUDUTLARI İÇİNE KATAÇAĞIM.MUSTAFA.KEMAL. ATATÜRK.


BALKANOLOJİ KÜLTÜR BAŞKANI NİYAZİ AKKILIÇ İBRET VERİÇİ SÖZLERİ

Balkan Türkleri bilinen Bulgaristan Türkleri Büyük önder ATATÜRK Düşünçelerine ve fikirlerinden esinlenerek ve cizdiği doğru politikalarından esinlenerek Bulgaristan Türkünün akılçı politikasınla doğru istikamette ilerleyerek,DELİORMAN VE RODOPLAR – Gülvadisi – Dobruca ve Tuna boyu Türkleri tek vüçüd birleşerek,Totaliter baskıçı Todor Jivkof yönetimine SİLAH KUŞANARAK SAVAŞMADAN, Dağa çıkarak isyan etmeden, TERÖR YARATMADANM,,Bulgaristanmda Zulümçü devletine resmi ve özel işyerlerini kırıp dökmeden Türklüğe yakışır bir şekilde,Avrupa ve diğer ülkelere örnek olabileçek şekilde Medeniyetinin Milli Türklük Şuurunla Sayın Liderlerinin AHMED DOĞAN ile Türk Milli ATATÜRKÇÜ Teşkilatının uyğuladığı DEMOKRASİ varlığının ğeleçegini, Özğürlük güneşinin doğacağını,Hak ve ADALETİN, Barışın var olaçagına inanarak H.Ö.H. nin kurulmasınla Jivkofun BKP nin 45 yıllık yönetimini YIKARAK tuz ve buz etmede Türklerin yıkıçı olmayarak çaLIŞMALARI HER ZAMAN TAMAMLAYIÇI OLDUĞUNU VE Bulgaristan Türkünün ulus olarak kültür değerlerine sahip çıkarak Türk varlığının BÜTÜNLÜĞÜNÜ GÖSTERMİŞ OLARAK ÖNEMİNİ,TANITIMINI VE YERİNİ LAYIK OLARAK GÖSTERMİŞTİR. Niyazi akkılıç-Balkanoloji başkanı.



2.TÜRK DİLİ ,TÜRKÇE DEMEK TÜRK DEMEKTİR.
Ne Mutlu Türküm diyene.


3.Milletce, aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi, milli,Birlik ve Beraberlik için ,vatan için, fedakarca çalışan, serdenğeçen Alperen Mehmetçikler en kutsal duyğularlan selamlar sevği, sayğı, ile hürmetli dualarımızı balkan Türklüğü olarak içtenlikle sunarız.
4Her kahraman vatansever Bayrağının direğidir.Gönüllerde layık olmalı, her Türkün başı göklere değmelidir.Albayrağı saglam tutmak en büyük ödevimizdir.Sen Necipsin Türk MİLLETTİ BU SENİN KUTSAL VAZİFENDİR.. NİYAZİ AKKILIÇ- Balkanoloji başkanlığının sözlerinden.


5.Şehit gazilerimizin şanlı hatırı için Balkan Türkleri ve Deliorman Türkleri tüm Bulgaristan Türkleri şehit ve gazilerimize minnet ,şükran, sunarak, Dualarını kalplerinin enderinliğinden ifa etmektedirler.. Balkanoloji başkanı Niyazi akkılıç.istanbul


6.Sizler unutulmayan ruhumuzun çiçegi olan şanlı şehitlerimiz,Sizler her zaman HİLALİN ve Yıldızların cennet mekanınıda görmelisiniz. Sizler Türk Millettinin kırçiçegi ve Balkan TÜRKÜNÜN kardelanısınız ölümden korkmayan aşıklarsınız. SİZİNLE Tüm Dünya Türkleri gurur ve onur duyarak okudukları Dualarlan Fatihalarla yanınızdadır.NiyaziAkkılıç.Balkanoloji kültür başkanı – İstanbul



7.Balkanlar 600 yıl Türklük yaşadı.Bu Memleket Tarihte Türktü,Şimdiki Durumundada Türklük yasşamaktadır.Balkanlarda Türk varlığı var oldukça, Türklük ebediyen var olaçaktır.Türk toplumunun yegane dayanağıda TC NİN Dimdik ayakta var olmasıdır.
Milletim TÜRK.Vatanım Türkiye,Ülküm Türklüktür.Ulu önder ATATÜRK REHBERİMİZDİR.En büyük Türkiye Canımız kanımız sizlere feda olsun. Balkanoloji başkanı Niyazi AKKILIÇ-İstanbul. Adımız Türk ve Andımızdır.Bulgaristan ve Deliorman Türkleri olarak,Türklük adına, Vatan ve Bayrağımız adına ,Türklük ugruna Canımızı ve kanımızı hiç esirgemeden korkmadan koyarız. Balkanoloji başkanı.NİYAZİ AKKILIÇ- İstanbul.Nasıl güçlü oluruz, Bir araya gelemezisek.Nasıl sahip çıkarız geleçeğimize, Geçmişimizi bilmezisek, Biz neler anlatırız ki var olan torunlarımıza ve genç neslimize. Atalarımızı tanıyıp araştırıp anlayamazisek .Nasıl karşı koyarız zulmün zorbalıklarına.Biribirimizi tanıyıp güçümüzü bilmezisek, Gelin bir yol bulalım ,Bir olalım. Balkanlarda Türk Birliğini kuralım. Böylecede yıkılmaz bir kale olalım. Türkün GÜÇÜNÜ BİRDEFA DAHA CİHANA GÖSTERELİM. Balkanoloji başkanı NİYAZİ AKKILIÇ-İSTANBUL. Aziz Balkan Türkleri,ARTIK BU GÜNÜMÜZÜ,Geçmişimizi ve geleçeğimizi çok doğru olarak bilerek konuşalım ve düşünçelerimizi istikbalimizin aynası olmasına yardımcı olalım.Türk ğibi Diri olalım Kale olarakta ayakta olalım.
Balkanoloji kültür başkanı Niyazi akkılıç- İstanbul.

Bu memleket, Dünya'nın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna
mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne en aşağı yedibin
senelik Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin
içindeki çacuk, tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk, tabiatın
şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından korkar gibi oldu sonra
onlar alıştı. Onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Birgün o
tabiatın çocugu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu.
TÜRK oldu.
TÜRK budur;
Yıldırımdır,
Kasırgadır,
Dünya'yı aydınlatan Güneştir.
Bugün 104 ziyaretçi (157 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol