Bulgaristandaki Türk gerçeğini vurgulyan Balkanoloji Araştırma Merkezi yaptığı araştırmalarınla aynen olduğu gibi ğün yüzüne çıkardı..
Balkanoloji dil, kültür ,tarih araştırma merkezi kısa adı Balkanoloji Araştırmaları , Bulgaristan ve Tü-rkiye arasında dil, DİN, VE YAŞAMA BİÇİMİ AYRILIKLARINA KARŞIN ÖZDEKSEL VE DİNSEL KÜLTÜRÜN BİRÇOK ALANLARDAkarşılıklı etkileşm süreçleri vardır. Bu etkileşim iki halkın dolaysız yakınlık koşullarında uzun süre yaşamış olması gerçeğinden aynaklanıyor.
Russe,Razgrad,, Şumen,,Varna, Dabriç,,Silistra,pleven,Vidin, Sofya, Lovça,Niğbolu, Eskizagra, Filibe, Haskova, Kırcaali, Harmanlı, Yanobol,Saamokof, Paşmaklı, Nevrokop gibi şark özelliklerini taşıyan lk Bulgar kentleri1 14 yüzyılın sonlarında elirdi, Koçabalkanın önemli geçitleri yakınında, Arabakonak yöresinde Orhaniye,, Tuzluk, bölgesinde ise Osmanpazarı/Şimdi Omurtag/v.s. kentleri kuruldu. Bunlarda kısa sürede birçok Cami,, Kervansaray,, han, Kışla, Köprü,, Konak,Hamam, Köşk, , Evler,, ÇEŞMELER,,Tekke ve Türeler,Maderese ve okullar v.s. belirdi. Bunlar Bulgarkentlerinin yapısını ,görüntüsü ve bicimini cddi şekilde etkiledi. Buna ragmen belirgin çizgileri ve Mimarisi özellikleriyle özgün Türk evleri de yardımcı oldu. Bu dönemde Türk ve Bulgar mahleleri de oluştu. Bunun yanı sıra zanaatcılıkta çok gelişti.u da kendi tarafından kentlerin mimari görüntüsünü etkiledi.Böyleçe kasabalarda kendi özeliklerini taşıyan abacılar, dericiler, kasaplar, kazancılar, Kalaycılar, kuyumcular, v.s.çarşıları belirledi.Bu da ikinçi türden Bulgar kentlerinin yani uyanış devri Bulgar kentinin meydana çıkmasına temel olmuştur.Özğün bir mimari türü olmasına karşın bu şehirler de Türk Mimarisinin belirli etkisini gördü.Birçok varsayımlı egitim görmüş Bulgarlarında yaşadığı Başkent İSTANBUL,büyük kültür ve ticari merkezi olarak Bulgar mimarisini etkiledi.O dönemde Viyena ve İstanbul gibi bu iki büyük kentten ikincisi , yani İstanbul daha yakın ve daha büyük ilgi çekiçi merkezdi.İstanbul evleri, simetrik Plovdif evi, Trevna, Gabrova, Tırnava gibi simetrik evler bilinen Bulgar evlerini etkiledi. Bu Tür evler kısa zamanda Karlova, Kotel, Kalofer, Kazanlık, Teteven,Sliven gibi UYANIŞ DEVRİNİN HIZLA GELİŞEN ŞEHİRLERİNDE DE BELİRDİ.Türk mimarisi Bulgar şehirlerinde SOKAK, MEYDAN, VE PAZARLARIN ŞEKİLLENMESİNE DE BELİRLİ ETKİ GÖSTERDİ. Bunlar küçük boyutlu, sevimli bulundukları yerin meyiline göre kapalı veya yarıacıktır.Kooprivşitsa ve Menlik evleri , Trevna ve Elena, Menlik, Pirdop evleri sokak tarafından yüksek duvarlarlan sarılıdır. Büyük sanatsal ustalıkla oluşturulan evler ve Avluları her ailenin kendi öz yaşamını sürdürdüğü küçük romantik bir dünyayı birer ve ikişer kat olmakla sergilemektedirler.Böylecede Bulgaristan Bulgarlarıda kendi ortamlarını aynen Türk mimarisinin gelişmesine büyük etki gösterek , böylelikle bu durumdan kacınılmaz olan taşra mimarisini oluşturdu.Bu genelikle metropoldeki mimariden farklanmaktadır..Balkanolöoji Araştırmalarının yaptığı bilimsel incelemelerine göre, birinci şekli, taşra mimarisinin oluşmasını yerel iklim, coğrafi ve ekonomik etkenler, yerelinşaat gerecleri etkiler.Bu acıdan yerel inşaat kültürünün inşaat geleneklerinin ve en önemlisi yerel inşaat ustaları mevcudiyetinin de büyük rolü vardır..
Bunların önemi ve etkisi, büyük çalışmalarının başlangıcına rastlayan Bulgar uyanış Devri döneminde özellikle arttığı görülmektedir..Bu dönemde Koçabalkan eteklerinde yeni yeni kentler, yollar,kamusal binalar, kiliseler, kuruldu.Bu inşaat çalışmalarında O döneminKolü Fiçeto,Usta Genço, gibi en seçkin Bulgar ustaları bu etkinliğe Türk ustalarınla birlikte katılmışlardır.Türk yöneticiler inşaat çalışmalarını artık bu güzel çalışmaları takdir ederek tamamen Bulgarlara devrettiği anlaşılmaktadır.Bulgar tayfalarıAnadoluda, Lübnanda, Yunanistanda, İtalyadaDOLAŞMAYA AŞLAMIŞLARDIR. Bu dönemde onlar, özlüğü ve niçin kullanılacagına bakılmaksızın Bulgar ruhuna göre uyğun mimari yapıtları Türk usulünede benzeri şekilde yaratma olanagına kavuştular.Böylece Bulgar uyanış devrinin evleri, Türk evlerine belirli etki göstermiştir.Bu güzide Türk mimari kültürümüzün genel olarak gelişmesi ve yaşaması Osmanlı hükümdarlığının yaşama düzeyinin yükselmesiyle ançak izah olunmaktadır.Fakat, yüzyıllar boyunçayaratısal etkileşim ortamında gelişmiş Türk mimarisinin varlığı, gerekse Bulgar mimarisinin Kavramlaşması artık 19cu yüzyılın ikinçi yarısında oldukça önemli bir üçünçü olgunun yani Avrupa Mimarisinin ve Kültürünün , devrimci Demokratik ülkülerin güdümüne girmiştir.Tam da bu etki,Türk ve Bulgar mimarisine degişik bicimde ve degişik ölçüde yansımış olmasına karşın iki özgün mimariyi
Biribirine daha da yakınlaştırmıştır.Balkanoloji araştırmalarına göre şöyle diye bilirizki, hatta kısaça Türk ve Bulgar mimarisi arasında ki karşılıklı etkileşim yadsınamaz bir gercektir.. fakat bu etkileşi süreci henüz tam bütünüyle bilimsel acıdan çokta fazla inçelenmiş degildir.. Çünkü şimdiye degin genellikle iki mimariyi biribirinden ayıran etkenler üzerinde durulmuş ve bunlardan söz edilmiştir.Fakat şimdi, Tarihin karşılıklı yakınlaşma ve iyi dönemde, geleçekteki kültürel işbirliğini özendireçek birçok ilğinç delil ve olay gösterilebilir.
Balkanoloji Araştırmasına göre Bulgaristanda ki tüm önemli Türk Mimari anıtlarının Kültür ANITLARININ Kültür Anıtlarını Koruma Yasasının kanadı altına alınmasınısaglamak ve alınmış olması da bu olumlu doğrultunun bir güzel kanıtıdır.Netekim Şümen kentindeki Şerif Halil Paşa Camii , Razgrad Maktul İbrahim Paşa Camii,Sofyadaki Kadıseyfulah Camii, Küstendildeki Fatih CAMİİ,,Karlıovadaki Karlı camii, Koprivştitsadaki konak, , Ynboldaki bezizten,, Samokoftaki Bayraklı camii,Silistradaki KURŞUNLU CAMİİ,, Drenova yakınındaki Bojuryadaki Malkoçbey Türbesi, SofyadakiBüyük Mahmud paşa camii,/şimdi arkoloji müzesi/v.s.İhtimandaki İmaret camii, gibi olağan üstü büyük mimari degerleri olan kültürel dini eserlerimizin varlığını görmekteyiz. Bu KÜLTÜREL VARLIKLARIMIZ HEPSİDE KORUMA ALTINDADIR. Bunlar gibi binlerce daha Türk İslam eserlerimizde mevcüdtür.Bu Mimari kültürel anıtlar eserleri yalnız TARİHİMİZİN VE GEÇMİŞİMİZİN SİMGESİ OLMAYIPbULGAR Mimarisinin grlişmesinle birçok cami ve KİLİSELERRİNDE YAPILMASINDA VE KÜLTÜRLERİMİZİN İNKİŞAFINDA GELİŞMESİNDE, BİRÇOK ETKİ GÖSTERMİŞ OLUP, BUNLARI BİRER MİMARİ YAPI OÖARAK DEGİL, , b KÜLTÜR Tarih zenginliklerimizi Günümüzde güzeliklerinle birlikte onların heybetli dimdik ayakta durmaları ve görkemli güzeliğinin manzarasınla daha uzaktan ve derinden ilği uyandıran toplayan Türk Mimarisinin birer incisi şeklindedegerlendirerek, geleçek genç neslimizede örnek bir Tarihi ve kültür varlığınla milli uyanışımızın en güzel miras eserlerimizden birileridir.Bu gün Bulgaristanda 1660 adet Cami,olup KÜLTÜREL VARLIKLARIMIZIN GENEL TOPLAMIDA 222812 ADET OLARAK BİLİNMEKTEDİR.. Bu toplam Balkanoloji araştırmasının yaptığı son incelemesindeki mevcudiyetinin varlığı olup burada bir volkan gibi tarihi kültür eseri fışkırıyor. Çünkü BURASI TARİH ÖNÇESİDE VE ŞİMDİDE Türklük ve Müslümanlığın yegane yeri olduğundan 600yıllık Osmanlı burasını bir dantel örgüsü gibi sarıp sarmalamış ve kültür varlığımızda bu acıdan adın başı ve her karış çoğalmaktadır. Balkanoloji Başkanı Niyazi AKKILIÇ-İstanbul/Gaziosmanpaşa. http./alkanolojicom.gg.tr./ +905357910694. saygılarımla. Balkanoloji Dil, Kültür, Tarih, Araştırma Merkezi- İstanbul.