600 yıllık topraklarından 1890 yılından beri zorla göç ettirilen (1.065.392 kisi) Türkler; Bulgarlara oranla nufus artışları daha çok olduğu için daima potansiyel tehlike olarak görülmüşlerdir. 1991 yılından beri demokratik ortamda hayatlarını idame ettirmeye çalişan soydaşlarımızın, Türkiye;ye göç etme sevdasından vazgeçip Bulgaristan;da çoğalması en büyük dilegimizdir. Böylelikle, geçmişte olduğu gibi gelecekte de Türkler, yönetimde söz sahibi olacak sayıya ulaşabileceklerdir. Yakın geçmişte ülke nüfusunun neredeyse yarısını oluşturan Türk nüfusu;nun bugünku Bulgaristan nufusundaki orani % 20;dir. Turkiye;ye göç eden insanların (1.065.392 kisi) Bulgaristan;da çoğaldığını düşünürsek, bugünkü Bulgaristan Parlemantorsunu oluşturan 240 milletvekilinin gerisinin Türk Milletvekili olması gerekirken; bugün bu sayı iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıdadır. Türklerin yoğun olarak yaşadığı yörelerin belediye baskanlıklarının çoğu azınlık olan Bulgarların elindedir. Geçmişi yaşadık bitirdik. Bilinmeyen gelecek olduğuna göre, bugünden tezi yok Bulgaristan Türklüğü için nelerin yapılması gerektigi konusuna kafa yorulmalıdır. Sorunlar tesbit edilip, çözüm yolları geliştirilmelidir.
Balkanlar ve Türk Dünyası Vakfı;nın Mütevelli Heyeti;ni oluşturan insanların çoğunluğunun Bulgaristan kökenli olması hesabıyla, Bulgaristan hakkında rapor hazırlamak şart oldu. Bu rapor hazırlanırken Vakıf Yonetim Kurulu üyelerinin hemen tamamı değişik vesileler ile çeşitli defalar Bulgaristan;a giderek bizatihi gözlemlerde bulundular. İnsanımızla sohbet ettiler, tarlada çalıştılar, düğünde oynadılar, namaz kıldılar. Hepsinden onemlisi hemen hepimizin bir parcası hala oralarda yaşamaktalar. Kiminin dedesi, kiminin teyzesi, kiminin halasi ... Bu raporda ifadesi edilmeye çalışılan sorunlara birince elden vakıf olduğumuz okuyucu tarafindan bilinmelidir. Kulaktan duyma hiç bir ibareye yer verilmemistir.Bulgaristan Türklüğü için Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümetinin yapması gerekenleri; sorunlar ve çözüm önerileri ile dikkatinize sunuyoruz. Unutulmamasını diliyor ve istiyoruz ki Balkanlarda ağırlığı olmayan Türkiye;nin Ortadogu ve kafkaslarda da ağırlığı olmayacaktır.
1- Vakıflar Genel Müdürlüğü;nun Osmanli Devleti zamanından kalma tarihi eserlerin tesbitini gözden geçirmesi gerekmektedir. Zaten bu tarihi eserlerin dokumu Vakiflar Genel Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanliği ve Topkapi Sarayi Müdürlüğü arsivlerinde mevcuttur.
Bulgaristan Cumhuriyeti yasalarina gore bu eserlerin belgelerini gostermek sartiyla (Bulgaristan;daki) vakif ve cemaatlere iadesi soz konusudur. Yapilamsi gereken, Turkiye;de arsiv raflarinda tozlanan bu belgeleri Bulgaristan;daki insanimiza ulastirmaktir. Basta Balkanlar ve Turk Dunyasi Vakfi olmak uzere Ulkemizdeki vakiflarin, Bulgaristan;daki vakif eserlerinin yerleri ve ozellikleri hakkinda yaptigi calismalardan yararlanilmalidir. Bu konu uzerinde arastirma ve calisma yapan vakiflar desteklenmelidir. Butun bunlarin saglikli bir sekilde yapilabilmesi icin Vakiflar Genel Mudurlugu;nun mevzuat uygun ise, Bulgaristan;a temsilcilik acmasi elzemdir.
2- Bulgaristan;da Turklerin belediye baskani veya muhtar oldugu yerlesim yerlerine destek verilmesi kacinilmazdir. Ulkemizde ekonomisi saglam temeller uzerine oturmus belediyeler ile muhtarliklarin, Bulgaristan;dakiler ile kardeslik anlasmalari yapmalidirlar. Bu uygulamanin yapilabilmesi icin Icisleri Bakanligimizin Mahalli Idareler Reformunu gerceklestirirken , bu hususu goz onune almasi gerektigi kanaatini tasimaktayiz. Kardes belediye yada kardes muhtarlik uygulamalarinin gerceklesmesi demek orada yasayan Turk, Bulgar, Makedon v.s. insanlar; Demokratik, hukuk ve sosyal cumhuriyet kurallarinin en iyi bicimde yasandigi ulkemiz uygulamalarindan nasipleini almalidirlar. Boylelikle Turk yoneticilerinin prestijleri artmis olacaktir. Kardes yonetim uygulamasi, kardes egitim uygulamasi seklinde de kendini gostermelidir. Turkiye;deki okullardan Bulgaristan;da Turklerin yogun oldugu yorelerdeki okullara kirtasiye yardimi yapilmalidir. Kardes okul kapsaminda yapilacak bu yardimlar hem iliskilerin gelismesine hem de Bulgaristan Turkleri;nin egitim kalitesinin artmasini saglayacaktir. Okullar arasindaki karsilikli gelip gitmeler soydas cocuklari acisindan Turk kulturunu daha fazla tanima imkanini saglayacaktir.Milli Egitim Bakanligi Bulgaristan;dan gelen ogrencilere daha fazla kontenjan ayirmalidir. Ayni sekilde universitelerimizde okuyacak soydas ogrencilere de kontenjan genisligi saglanmalidir. Iki ulke universitelerinden alinan diplomalarin denkligi saglanarak her iki ulkede de gecerliligi saglanmalidir.
3- Bulgaristan ekonomisi ne kadar guclu olursa orada yasayan soydaslarimiz o kadar rahat olurlar. Ozellikle Turk nufusun yogun olarak yasadigi Kircaali, Filibe, Sumnu, RAZGRAT, Ruscuk, Eskicuma, Varna ve Burgaz sehirlerinde komunizm zamanindan kalan bircok fabrika atil durumda beklemektedir. KOBI olarak adlandirilan Kucuk ve Orta Olcekli Sanayi Isletmelerine Devlet Bankalari tarafindan krediler temin edilerek Bulgaristan;a yonlendirilmelidir. Boylelikle Turkler icin issizlik sorunu bir nebze olsun cozulmus olur kanaatindeyiz. Hatt-i zatinda Kiracaali, Filibe ve Razgrat cevresinde Turk mutesebbislerinin yaptigi calismalar takdirle musehade edilmistir. Buralarda yasayan Turkler as ve is sahibi olmuslardir. Ancak , Bulgar mafyasinin Turk mutesebbisleri uzerinde kurmaya calistigi hakimiyet yikilmalidir. Bunun icin iki devletin Ic ve Dis Islari Bakanliklari gereken tedbirleri almalidir.,
4- Bulgaristan;da Turklugun ve Islamiyetin temsilcisi camilar dort bir yanda kendini gostermektedir. Ancak, Sumnu;daki Tumbul Camii ile Razgrat;taki Ibrahim Pasa Camii gibi olanlar ayri oneme sahiptirler.Cunku bu tur camiler azametli gorunusleri gokleri yaran minareleriyle Islamin varligini Hiristiyan Aleminde hissettirmektedirler. Osmanli Devleti;nden bize miras bu sahane eserler Diyanet Isleri Baskanliginca maddeten desteklenmelidir. Onarimlarina yardim edilmeli, dini kitap yardimi yapilmalidir. Ozellikle de personelin egitimine katkida bulunulmalidir.5- Bircok koy camiinin imami vakiflar kanali ile Turkiye;de egitilmektedir. Radikal Islamci olarak egitilen soydaslarimiz imamlik yaptiklari camilerde Turkiye aleyhinde beyanlarda bulunmaktadirlar. Bu cok tehlikeli durumun biran once bertaraf edilmesi zaruriyeti vardir. Yeni yetisen nesilde Turkiye dusmanligi bu yolla baslamaktadir. Ama en onemlis; oradaki insanlar arasinda ikilikler dogmasina sebep olmaktadir. Gonullu imamlar olarak adlandirilan bu insanlar ; kilik ;kiyafetleri, davranis ;hareketleri ile geleneksel Islam anlayisindan farkli portreler cizmektedirler. Bu olumsuzlugu engellemek Turkiye;nin gucundedir. Yoksa yakin gelecekte Bulgaristan;da yetisen yeni nesil Turk olmasina karsilik, Iran ve Suudi Arabistan;a daha fazla bagli olarak yetisecektir. Bulgaristan;daki camilere Diyanet Vakfi tarafindan dini yayinlar gonderilmeli, personel egitiminin mutlak suretle Diyanet Isleri Baskanligi;nca yapilmasi saglanmalidir. Tavsiye ve telkinlerimiz kayda alinmazsa cok yakin gelecekte; butun Balkanlarda oldugu gibi meydani Iran ve Suudi Arabistan dolduracaktir. Muslumanlar uzerinde Turkiye;nin agirliginini gorememekten daha elim ne olabilir?
Çünkü sözü edilen ulkeler ekonomik yonden olabiligince Bulgaristan;a kaynak aktarmaktadirlar. Turkiye Cumhuriyeti yetkilileri busese kulak vermelidir.Bulgaristan;da 1991;den sonra ic destek ve dis destek sayesinde din egitiminde bir canlanma baslamistir ancak alt yapi yetersizligi yuzunden bu alanda yapilan calismalari yeterli saymak mumkun degildir. Turk Diyanet Vakfi;nin yardimlari ile Sumnu, Rucuk, Mestanli ve Sofya Medreselerinde verilen din egitimi Turklerin yogun yasadigi bolgelere yayginlastirilmalidir. Bulgaristan yonetimi, Siven yoresinde yasayan Pomakalri ;musluman Bulgar; olarak adlandirmaktadir. Pomak Turklerinin Turkce egitimi konusuna ciddiyetle eginilmeli ve onlara milli benlikler hatirlatilmalidir.
5-Bulgaristan;dan turist olarak gelip kalanlar ile kacak yollardan ulkemize gelip donmeyenlerin durumlarinin acikliga kavusmasi sarttir. Bu durumda olan insanlara Balkanlarla ilgili vakif ve derneklere fahri uye olma sarti getirldikten sonra , 21 yillik ikamet izni verilmelidir. 2 yil sonunda ikamet izninin uzatilip uzatilmayacagina uye olduklari vakif ve derneklerin referansina gore karar verilmelidir. Bu durumda olanlarin Turkiye;deki serbest piyasa sartalarini ogrenerek Bulgaristan;da uygulama imkani saglanabilir. Bu durum Turkiye ile Bulgaristan arasindaki bavul ticaretini arttiracaktir. Ikı ulke arasindaki ticaretin istenilen seviye ye gelebilmesi icin , Kirlareli ve Edirne sehirlerinin Bulgaristan;a sınır olmasindan dolayi; serbst bolge olmalari saglanmalidir. Bulgaristan;in Burgaz, Sumnu gibi sehirleri ile bizim sınır sehirlerimiz arasinda serbest bolge anlasmalari hayata gecirilmelidir. Kapikule Sinir kapisindaki hareketligin Derekoy Sinir Kapisinda da olusabilmesi icin oncelikle Babaeski-Derekoy yolunun yapim calismalari hizlandirilmalidir. Bulgaristan Turklugu icin gelecekteki en buyuk tehlike, arazilerin satilmasidir. Bulgaristan;da 1991 yilindan sonra demokrasinin hayata gecirilmesi ile soydaslarimiz babadan ve atadan kalma topraklarina kavusma imkani buldular. Ancak agir ekonomik sartalardan dolayi arazilerini satarak elden cikarmaya basladilar. Yakin gelecekte Bulgaristan;in Avrupa Birligine girecegi fikrinden hareketle satilan arazilerin ne kadar onemli oldugu ve elde tutulmasi geregi insanimiza anlatilmalidir.Arazilerini satanlar bir sekilde Turkiye;ye goc etmektedirler. Ulkemize gelen soydaslarimiza ikamet tezkeresi verilmedigi surece bu insanlarin Bulgaristan;la baglari kopmaktadir. Ortaya koydugumuz ;Gecici Ikamet Tezkeresi; fikri kabul gorurse ; hem Turk nufusunda azalma olmayacaktir hem de Bulgaristan;a rahatca gelip gidilecegi icin arazileri satma geregi duyulmayacaktir.
6- Bulgaristan;da uzun yillar calistiktan sonra zorunlu goc ile Turkiye;ye gelen soydaslarimizin iki ulke arasindaki anlasmalarin yururluge girmemesinden dolayi ozluk haklarina kavusamamislardir. Takdir edilir ki bir cocugun dogumundan uretici hale gelmesi icin gecen surede Devlet;e maliyeti cok yuksektir. Yetismesinde ve uretici hale gelmesinde tek kurus masraf edilmeyen ama ekonomiye katkisi olan soydaslarin magduriyetlerini onlemek Calisma Bakanligi;nin gorevi olmalidir.Kimi doktor, muhendis, ogretmen , teknik eleman v.s. olan bu insanlar emeklilik yaslari coktan gecmis olmalarina ragmen hala calismaktadirlar. Bu insanlarin Turkiye;de yetistigi dusunulerek ozluk haklarinin iyilestirilmesi dusunulmelidir.
7- Dis Turklerlerden sorumlu Devlet Bakanligi danisman kadrosunda Balkan kokenli birinin bulunmamasini cok tuhaf karsilamaktayiz Balkanlarda, Devlet bakanina danismanlik yapacak kisinin Balkan kokenli olmasinin duygusal yaklasimlar yuzunden kendi bolgesine daha fazla egilecehi, Balkanlarin diger bolgelerine daha az kafa yoracagi mantigini anlamak mumkun degildir. Balkanlarin ruhunu bilen, havasini teneffus etmis kalifiye elemanlarin sayisi yuzlercedir. Balkanlar;daki sorunlara; 2-3 defa oralara giderek 3-5 insanla konusarak vakif olunacagi dusuncesi hayatin gercekelrine terstir. Sorunlari benliginde hissedenlerin daha gercekci danismanlik yapacaklari kanaatindeyiz. Bakan kokenli olmayanlarin, sorunlara vakif olmayacagi safsatalarinin pesinde degiliz. Ancak; sosyolojik ve psikolojik gerceklerden hareketle Balkan kokenli birinin; Balkanlar ile ilgili sorunlara fazla hakim olacagi gercegi gozardi edilmemelidir.
8- Ziraat Bankası;nın Sofya dışında Türklerin yoğun olarak yaşadığı Sumnu, Varna Burgaz, Razgrat, Filibe , Kırcaali gibi yerleşim yerlerine de şube açması gerekmektedir. Lakin Bulgaristan;daki insanımızın tamamı geçimini tarımdan sağladığı için mutlak surette tarımsal krediler ile desteklenmeleri gerekmektedir.
|