|
|
|
|
|
|
|
|
Turklerin Varolus Sureci
Tarihi Turk topragi olan Balkan yarim adasi son 80 senedir dune kadar eyaletimiz
olan ve yine ne yazik ki azinliklarimiz olan milletler tarafindan bolusulmus
bulunmaktadir.
Balkanlarda Turkluk tarihte yogun bir sekilde yasanmisken gunumuzde bu oran
gozle gorulur oranda dusmustur. Tarihi kayitlar insanlik tarihi acisindan dun
sayilabilecek bir zaman oncesine kadar Balkanlardaki Turk nufusunun bugun
bulunduklari ulkenin halkindan daha yuksek bir nufusa sahip olduklarini
gostermektedir. Sozgelimi sadece Bulgaristan genelinde Turk nufusu Bulgar
nufusundan % 60 – 65 daha fazla idi. Bu orantisizlik sadece bugunku Bulgaristan
icinde gecerli degildi. Rumeli genelinde durum boyleydi. Bir cok koy, kasaba ve
kentler Turklerden olusuyordu.
19. yuzyil sonu ile 20 . yuzyilin baslarinda Rumeli Turklugune uygulanan ve
dunyada esi yine ayni tarihlerde Turkiye’mizin dogu – guneydogu Anadolu
illerimizde yasayan insanlarimiz ile Azerbaycan Turklugune tatbik edilen Ermeni
vahsetini animsatan korkunc katliamlara maruz kalmislardir. Insanlarimiz gidecek
, siginacak topraklari olmanin huzuruyla hareket ederek Turkiye’ye goc
etmislerdir. Tabi ki kontrolsuz ve ulusal menfaatlerimizin aleyhine gelisen bu
yogun goc dalgalarinin olusmasinda neden olan yapilmis ve yapilmamasindan dolayi
kaynaklanmis zafiyet hatta hatalar mevcuttur.
Devletimiz bugun bile kurmadigi bir dis Turkler bakanligi gibi yurt disinda
yasayan soydaslarimizin durumunu yakindan takip edecek olan bir yapilanmaya
gidememis olmasi ve hatta dis islerinde bunu takip edecek bir bolum veya birim
olusturamamis olmasi azinlik olarak yasamakta olan soydaslarimizin bulunduklari
ulkelerde cekmis oldugu sIkintilardan devletimizin gec haberdar olmasina cogu
kez de haberdar olamamasina sebep olmustur. Devletimiz cogu kez sinirlarimiza
yigilan goc yiginlarindan sonra tedbir bulmaya calismistir. Geciken bu babalik
rolunu gelen kitlelere ulke icinde iskan olacaklari yerleri gostererek ve belli
yardimlar yaparak gostermeye calismistir. Su gercektir ki gelen kitle
biraktiklari yerde kendilerine sunulan imkanlardan daha coguna sahipti. Daha
buyuk evler, daha genis araziler ve daha buyuk ekonomik guce. Ama onlarin bir
onemli eksigi vardi bulunduklari ulkenin onlara yonelik haksiz uygulama ve
baskisina karsilik haklarini savunurken yanlarinda veya arkalarinda olacak
Turkiye’nin destegine. Oysa her ulke gibi Turkiye’nin yurt disinda yasayan
azinliklarini koruma hususunda devreye sokacagi diplomatik, ekonomik, askeri ve
gizli, istihbarati yontemleri bulunmaktadir. Ama kabul edelim ki devletimizin
iktidarini elinde bulunduran eden hukumetler bu etmenleri kullanma hususunda
agir ve ilgisiz davranmislardir. Bunun sebebi nelerdir, nicin ilgisiz
kalmislardir? Bu baska bir baslik altinda incelenmesi gereken bir konudur.
Tabi burada goc eden soydaslarimizda da hatasinin bulundugunu soylemek gerekir.
Soyle ki bulunduklari ulkenin her goce izin verdigi ve sinirlarini actiginda
hemen memleketlerinden ayrilmak icin harekete gecmisler, sinirlarda yigilmalara
sebep olmuslardir. Bu yolla bulunduklari ulkelerin Turklerde kurtulma
yollarindan biri olan goc etme yoluyla onlarin ekmegine yag surmuslerdir. Eger
direnebilseler, sabretseler veya kitlesel olaylara sebebiyet verip olaylarin
dunya kamuoyunda ses getirmesini saglasalardi durum bugun daha farkli
olabilirdi. Inaniyorum ki gunumuz Balkan ulkelerinin nufuslarinin yarisi belki
de yarisindan fazlasi Turk olacakti. Guzel Turkcemiz o ulkelerin koylerinden
sehirlerine kadar her yerde sakimaya devam edecekti.
Bugun yapilmasi gereken en son sey goc etmek o ata topraklarini o ulke insanina
birakarak terk etmektir. Artik goc edilmemelidir.O ulkelerde yasayan
insanlarimizin bulunduklari cevre icinde ekonomilerini guclendirmeleri, sosyal
dayanismaya onem vermeleri ve kulturel aktivitelerini yasatmalari zaruridir.
Her yazimin sonunda neler yapilabilecegi hususunda dusuncelerimi aktardigim bu
yazimi da yapilmasi gerekenleri asagiya aktararak sonlandirmak istiyorum.
Ilk ve ivedi olarak yapilacak sey bizden ama bagi kopmus, kimligini hatirlamak
istemeyenler ile bizden olmayip bize benzeyenlere karsi son derece duyarli
olmaliyiz. Bu kesimler Turk toplumunun birligi acisindan azinligi bulunulan
ulkenin icra makamlarinin yapacagi zarardan daha fazla zararli olabilir. Bunlar
Turk dunyasinin buyuk yazari rahmetli Cengiz AYMATOV’un bir romaninda belirttigi
gibi bir mankurt olmuslar veya sahsi menfaatlerini bulunduklari ulkenin ama ait
olduklari milletin aleyhine olacak sekilde kullanan kozkaman olmaktadirlar.
Bunlarin Turk toplumu icinde iyice tespitinin yapilmasi, bu tur insanlarin
dernek, vakif ve parti gibi olusumlardan uzak tutulmasi, ayrica milletin bu tur
insanlar ile iletisimi kesmesi gereklidir.
Balkan Turkleri ticaret odasi kurulmalidir. Bu odaya Turklerin yasadiklari butun
Balkan ulkelerinde ticaret ile ugrasan Turkler uye olmalidir. Ilk once kendi
aralarinda ticaret yapmayi, arzu ettikleri pazarlara kendi dillerini
kullananlarin kanaliyla ulasmanin yollarini aramalilar. Arz ve talepleri
birbirlerinden saglamayi tercih etmeli bu hususta Turkiye’de ki ticaret odalari
ile isbirligine gitmeli ve ortak bir ticari web sitesi kurmalidirlar.
Balkan Turkleri derhal bulunduklari ulkeleri kapsayan uluslar arasi bir banka
kurmalidirlar. Ornegin Turk – Balkan Bankasi gibi. Bu banka kendi mudilerine cok
dusuk faizle is kurma, gelistirme ve ihtiyac kredisi vermeli, buyuk ticari
faaliyetlere ise join – venture, leasing ve factoring olarak isi devam ettirmede
yardimci olmalidir. Su unutulmamalidir ki ekonomik sahada varligini
kanitlayamayan toplumlar gunumuzde yok sayilmaktadir.
Kucuk sirketler birleserek bulunduklari ulkelerdeki diger buyuk sirketlerle ve
uluslar arasi baska sirketler ile rekabet edebilecek seviyeye ulasabilecek
yapiya ulasmasi saglanmalidir. Yani ortakliklara onem verilmeli ve tesvik
edilmelidir.
Yasadiklari yerlesim birimlerinde azinlik durumunda kalan Turkler cogunlukta
bulunduklari yerlesim birimlerine tasinmalidir. Bu hususta tasinilan yerdeki
soydaslar gelenlere sahip cikmali onlara is saglama hususunda yardimci
olmalidirlar.
Turk genc bay ve bayanlar mesleki kurslara giderek meslek sahibi olmalari ve
kendi islerini kurmalari icin ekonomik destek saglanmalidir. Ayrica yuksek
tahsil ozendirilmeli yapanlara yardimci olunmalidir.
Turklere ait olan ziraata uygun isletilen ve isletilmeyen topraklari islemek
icin bolgeler veya ulke bazinda bir kooperatif kurularak bu topraklar duzenli
olarak islenmeli, ortaya cikan urunler yine bu kooperatife bagli bir sirket
tarafindan satilmalidir. Ekonomiye kazanc saglanacagi gibi ayni zamanda Turklere
bu vasita ile Turklere istihdam da saglanmis olacaktir. Ayrica bu kooperatif
bunyesinde kurulabilecek bir toprak urunleri enstitusu toprak ve urun analizi
yaparak ziraat ile ugrasan soydaslarin gelir seviyesinin artmasi hususunda
onlara teknik bilgi ve analiz destegi de saglayabilir.
Mutlaka basim yayim sahasinda faal olunmalidir. Kulturel asimilasyona karsi
koymanin bir yolu da toplumun dilini yazili olarak kullanmasidir. Ayni zamanda
Basim yayim sektorunde faaliyet gosteren Turkler Balkan ulkelerini kapsayan bir
cati altinda organize olmalidirlar. Bu suretle birbirleri ile devamli temas
halinde olacaklar, bir ulkede Turk azinliga karsi yapilan bir haksizlik cok kisa
bir zamanda bulunduklari ulke Turklerine, Turkiye’ye ve Turk devletleri
medyasina ulasacaktir. Boylelikle dunya kamuoyu da gelismelerden haberdar
olacaktir.
Din hayatina milli degerler sokulmali dindas kavrami altinda baska bir
cogunlugun ( Arnavutlar ) Turkleri asimile etmesine izin verilmemelidir. Dini
konular ile siyasi konular net olarak birbirinden ayrilmalidir. Yani laik bir
yapi izlenmelidir. Bazi tarikatlarin milletsizlestirme calismalarina izin
verilmemelidir. Bilinmelidir ki bu tur faaliyetler ancak Turk toplumunun o
cografyada siliklestirilmesi ve hatta yok edilmesi calismalarinda bir yontemdir.
Vakiflarin geri alinmasi icin bulunulan ulkeler nezdinde davalar acilarak
zamanla o ulke yonetimlerince el konulmus olan vakiflarin azinlik toplumuna
iadesi hususunda calismalar yapilmalidir.
Bayramlar, geleneksel senlik ve panayirlara Turk toplumunun yogun katilimi
saglanmali boylelikle bulunduklari ulkede varliklarini gostermelidirler. Bu tur
senliklere Turkiye’den ve Turk dunyasindan folklor ekipleri, guresciler davet
edilmelidir.
Bulgaristan, Romanya ve Moldavya’da yasayan Gagavuz ( Gokoguz ) Turkleri ile
temasa gecilmeli onlarinda ozbeoz Turk olduklari bilinci ile her ortamda onlar
ile isbirligine gitmenin yollari bulunmalidir. Butun kulturel faaliyetlere
Gokoguz Turkleri de davet edilmelidir. Karsilikli olarak sorunlara sahip
cikilmalidir.
Yunanistan da yasayan soydaslarimiz mubadele ile Anadolu’dan Yunanistan’a goc
etmis olan ve hala asimile olmamis olan Hristiyan Ortodoks Karaman Turkleri ile
temasa gecmeli onlar ile kulturel ve ekonomik birliktelik kurmali,
organizasyonlar gelistirmelidirler.
Turkler tarafindan kurulan ve onlarin hakkini savunacak dernek, vakif gibi
teskilatlarin yonetimine Ataturk’un dedigi gibi kan – i asliden kimselerin
getirilmesine dikkat edilmelidir. Saibeli insanlardan uzak durulmalidir.
Turk nufusu bulunduklari cografyada cogalmalidir. Bunun icin bir Turk ciftin iki
cocugu olursa sayilari sabit kalir, en az uc cocuk sahibi olmalidirlar. Evlilik
surecinde Turkiye’den es bulunarak ayni zamanda cifte vatandaslik hakki
kazanilmalidir.
Sunu buradan belirtmeliyim ki Balkanlardaki mesele sadece Islam ve Muslumanlik
meselesi degildir. Mesele Turkluk meselesidir. Avrupa’nin Atilla’dan beri devam
eden Turkluk fobisi dinmemis aksine canli bir sekilde devam etmektedir.
Moldavya’da yasayan bir avuc Hristiyan Gokoguza bile Moldovya hukumeti tahammul
edememekte arkalarinda Turkiye olmasa sorun olarak gordukleri bu toplulugu en
kisa zamanda yok etmenin bir caresini bulacaklardir. Yine bakiyoruz ki
Yunanistan, bu soydaslarimizin aslen Yunan kokenli oldugunu iddia ederek o
cografyada soydaslarimizi asimile etmek icin her yil yuzbinlerce avro
harcamaktan cekinmemektedir. Balkanlarda yasayan butun soydaslarimin tarihte
yasanmis ve simdi yasananlardan ders alarak en kisa zaman da millet bazinda
tekrar harekete gecip uluslar arasi capta ifade edilen duzeyde organizasyonlar
kurarak Balkanlarda kiyamete kadar kalmak uzere organize olmalarini cani
yurekten temenni ederim. Tarihte yasanilandan artik ders almaliyiz. Sunu
unutmamaliyiz ki dusmanini affetmek buyukluktur, ama yaptigini unutmak
kucukluktur.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|