|
|
|
|
|
|
|
|
Balat’da Lapçınlar Sokakdaki bu mabed Bulgaristan’ın Yanbol kasabasından göç eden Seferadlar tarafından yapılmıştır. İlk yapılışı Bizans devrine ait olan bu Sinagog da 10 Mayıs 1694 tarihli bir fermanla yenilenmiştir. 1895 de büyük bir tamir geçirdiği giriş kapısı üzerindeki kitabede yazılıdır. Binanın üst örtüsü ahşap tonozlu olup buradaki tezyinat 18 inci yy.dan kalma olup İstanbuldaki en eski tarihli Sinagog süslemesidir. İç mekanın ortasında küçük,portatif bir "Teva" (Dua okuma kürsüsü) vardır. Ehal’in sedef kakma kapaklıdır. Kadınlar mahfili "L" biçimindeki balkonda olup ön tarafı kafelidir. Avluda bir midraş ve bazı müştemilat binaları vardır. Bahçe içindeki bazı duvar kalıntıları Bizans dönemine aittir.
|
|
|
|
|
9 uncu yüzyıldan itibaren Museviler Bahçekapı ile Ayasofya arasında kalan bölgeyi de ikametgah olarak seçmişlerdir. Surlardan denize doğru çıkan "Porta Hebraica" diye adlandırılan İbrani Kapısı’nın Sarayburnu veya Bahçekapı’da Yeni cami civarında olduğu iddia edilmiştir. 13.üncü yy.ın başlarında Bahçekapı’da bir Sinagog’u varlığı bilinmektedir IV.üncü Haçlı Seferi sırasında 1204 de Haçlıların Sinagogları tahrip etmeleri sırasında çıkan bir yangın Ayasofya’ya kadar bütün bölgeyi yok etmiştir. Daha sonraları İstanbulu Avrupaya bağlayan demiryolunun son durağı olan Sirkeci onlar için önemli oldu. Kulaksız ve Hasköy yangınlarından sonra evsiz kalan Musevi aileler bu bölgede kısmen yerleştiler.
|
|
|
|
|
Rusya’dan 1880 de gelen Musevi Göçmenler ibadetlerini Sirkeci’de Çorapçı Han’da yapıyorlardı. Müstakil bir yer arayışına giren cemaat Sirkeci Garı arkasında Orhaniye Caddesinde 3 katlı bir binayı kiraladılar ve Talmud Tora denilen dini vecibelerin öğretildiği bir okul kurdular. Çorapçı Han’daki sinagog küçük gelmeye başlayınca cemaat bu binayı özel
günlerde kullanmaya başladı. Daha sonra Avram Geron adına kayıtlı olan bina satın alınırsa da ,tapuda işlem yapılmaz. Resmi açılış, İstanbul’un işgali günlerine rastlamıştır. Sirkeci Musevi Cemaatini temsil eden Dr.Jak ve Dr.Robert Behar açılış davetiyesini Sirkeci Polis Merkezi Komiseri Tahsin Bey’e götürürler. Açılışa gelen Tahsin Bey Sinagog’un her tarafının Türk bayrakları ile donatıldığını görünce çok duygulanır ve Hahambaşı Becerano’ya şöyle söyler: "Vatanımın geçirdiği bu vahim günlerde sadık Musevi unsurunun vatanpervane tezahüratı bizi çok teselli eder,gerek hükümetim adına gerek şahsım namına en hararetli teşekkürlerimi sunmağa söz bulamıyorum"
1930 ve 40 lı yıllarda geniş bir cemaati ve özel Hazzan korosu olan bu Sinagogda Bar Mitzva törenleri ve düğünler yapılırdı. bu yılların sonlarına doğdu burada ikamet eden Museviler Galata ve Beyoğlu’na taşınmaya başladılar ve 1950 li yıllara gelince eski görkemli günleri çok gerilerde kalmıştı,hatta Roş Aşena ve Kipur Bayramlarında uzak semtlerdeki ailelerin buraya gelebilmesi için otobüs servisleri bile temin edilmişti.
Sinagog’un Ehal’i dikdörtgen mermer bir söve ile çevrili olup üst kısmında aynı mermerden bir levha bulunmaktadır. Sefer Tora’ların bulundugu dolap bir örtü ile örtülüdür İki yanında ise "Menora" denilen haftanın yedi gününü temsil eden yedi kollu şamdanlar bulunmaktadır.
1987 yılında arsanın 3/2 sinin sahibi olan cemaat ile Vakıflar Genel Müdürlüğü arasında çıkan dava sonunda arsa Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescil edilir.
|
|
|
|
|
Mahmutpaşa Caddesi Çorapçı Han’ın içindedir. 1880 lerde Rusya’dan göç eden eskenazlar tarafından bu bölgede çalışan Musevilere hizmet vermek için Musevi Banker Kamondo’nun maddi yardımlarıyla kurulmuştur. İbadet mekanı önce bir oda’da iken,ihtiyaca az gelince iki oda daha kiralanarak genişletilmiştir. Daha sonra da bu mekanlar 1945 de satın alınarak mülkiyet Sirkeci Musevi Cemaatine geçmiştir. 1940 ,1952 ve 1985 de hayırsever Musevilerin bağışları ile yenilenmiştir. Sinagog’un içinde bağış yapanlara ait ibranice yazılmış şükran levhaları bulunmaktadır. Yaklaşık 50 kişi alan bu Sinagog 1970’e kadar bayram ve Cumartesi günleri açık iken şu anda sadece Pazartesi ve Perşembe günleri sabah ve akşam duası için açıktır.
|
|
|
|
|
a) Hasköy
En eski Musevi yerleşim bölgelerinden biri olan Hasköy (Picridion)’de Bizans devrinde ilk yerleşimi görüyoruz. II. inci Haçlı Sefer(1146-1148) Alman İmparatoru III.üncü Konrad Kudüs’e giderken İstanbul’dan geçmeye karar verince Bizans İmparatoru I.Manuel Komnenos sarayını terk ederek Hasköy’deki Musevi mahallesine yerleşmiş ve bu şekilde kendini bir güvenceye almıştır. Fatih Sultan Mehmed’de Osmanlı topraklarına göç eden Sefaridlerin büyük bir bölümünü burada iskân ettirmiştir. 1715 , 1756 ve 1804 yangınları Hasköy’ü çok etkilemiş ve buradaki 11 Sinagog ile büyük çapta evler yanmıştır. Bu yangınlarda evlerini kaybedenler daha emniyetli gördükleri Galata,Ortaköy ve Kuzguncuk semtlerine yerleşmeye başlamışlardır. 1865 lerde İstanbul’daki Musevi cemaatinin ruhani lideri durumundaki Hasköy’de 65 Haham bulunmakta idi. XVIII inci yy.ın başlarında ise Haham adedinin 148’e çıktığı görülmektedir. XIX uncu yy.da bilhassa Pîri Paşa Mahallesi musevi yerleşimi olmuş ve onbirbin gibi bir nüfusa ulaşmıştır. Bu tarihte 13 Sinagog’un bulunduğu kayıtlardan anlaşılıyorsa da günümüze istimlak,cemaatin azalması,yangın gibi nedenlerle günümüze gelememiştir. 1835 de Hahambaşılık Meclisindeki 60 delegenin 29’u Hasköy’den gelmekte iken bölgenin yavaş-yavaş terkedilmesi neticesinde bu sayı 1935 da 7’ye inmiştir. 1950 den itibaren burada Yahudi nüfusu kalmadığından mevcut Sinagoglar teker teker terk edilmiş ve çoğu da yok olmuştur.
Hasköy’de bugün terk edilmiş olan birtakım giderleri zenginler ve hahambaşılık tarafından karşılanan bir takım hayır kurumları da vardı. Fakir ve yetim çocuklar için yurtlar ,fakir ailelere yiyecek sağlayan kurumlar gibi.
|
|
|
|
|
XIX uncu yy. ın ikinci yarısında inşa edilmiş olan bu bina Hasköy’de Yahudi Mezarlığına en yakın ibadethane idi. Eğimli bir arazi üzerinde inşa edilmiş olan yapı iki katlı olup alt kat okul olarak kullanılmıştı. İbadet mek’anı olan üst kat ise semerdan çatı altında tonoz örtülü idi. 1950 li yıllarda terk edilmiştir
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|