BALKAN KÜLTÜR ESERLERİ  
 
  Annemin köyü TARİH BOYUNCA İSPERİH...? 23.12.2024 03:37 (UTC)
   
 

“İsperih” kelime olarak 13. yülyıl kadar önce Bulgaristan ülkesini kuran ileri görüşlü bir hükümdarın isminden gelmektedir, HAN ASPARUH.

Tarih boyunca isim konusunda çok rivayet öne sürülmüştür. Bizans tarihçileri “Asparuh” ismini kullanmışlar; Bulgaristan Hükümdarları İsim Sözlüğün’nde İsperih ismi Esperih olarak geçmiştir; 11. yüzyıldan gelen tarihi yazılarda Bulgaristan ulusunun kurucusu “İspor” olarak çağrılmaktadır. Ve nihayetinde 1934 yılında Kemallar isminin koyulması esnasında ismin Asparuh değil de İsperih olarak kullanılması tercih edilmiştir.

Bir çok Deliorman köyünde olduğu gibi İsperih – “Kemallar” ismi 16. yüzyıl başlarında oraya beraberindekilerle ve hayvanlarla göç eden Kemal isminden gelmektedir. Yerleşimin ardında Kemal’in oğulları bu yerleştikleri yerde hayatlarını sürdürmüşlerdir. Ve bu kurucu baş sülaleden dolayı bu yer onların ismiyle anılmaya başlanmıştır. Eski Türk yazıtlarında köyden “Kemallar” olarak bahsedilmiştir. Aynı zamanda eski Rus topografik haritalarında da bu isimle kaydedilmiştir. Ve günümüze kadar bu isim Deliorman Türkleri arasında kullanılmıştır.
Ancak Bulgarlar arasında; Bulgar dili özelliklerinden dolayı bu kelime “Kemanlar” olarak çıkmaktadır.

“Kemallar” ismi hakkında da çeşitli rivayetler söz konusudur:
- Bunlardan birine göre; Kemaalar cesur ve hükümran anlamına gelen “kamagalar”dan türemiştir. Bu hükümran diye bahsedilenler, buraya göç etmiş ve bölgede insanlara sözünü geçirebilmiş bir çete ve üyeleridir. Ve isim onların namından gelmektedir.
- Bir diğer rivayete göre; Kemanlar, “keman” kelimesinden gelmekte ve kemancılara tekabül etmektedir. Ve Osmanlı yönetimi altında buraya göç eden ilk topluluk olmalarından ileri gelmektedir. Başka bir versiyona göre ise de bu topluluk Bulgarlardan oluşmaktadır ve Osmanlılar tarafından buraya göç ettirilmiştir.

Bu iki rivayete rağmen; tüm Osmanlı yazılarında köyün ismi Kemallar olarak geçmiştr. Ve buradaki ‘lar’ çoğul eki çoğulluk anlamında değil bir soy anlamını vermektedir.

Buraya ilk göç edenlerin başı olarak Kemal (Kemal Baba) nın mezarı kasabanın batı ucundaki eski mezarlıkta yer almaktadır. Vırbaç Savov’un (okulun uzun soluklu müdürü ve “Kemanlarski Vesti” gazetesinin redaktörü) anlattığına göre; Kemal Baba’nın mezar taşı sonraları oraya inşa edilen Dimitar Lazarov’un Cami Mahallesi’ndeki evinin bulunduğu yerdedir. 40 yıl kadar önce mezarın imhası sırasında Kemal Baba’nın mezar taşı Savov’un oluruyla zamanın müftüsü Ömer Hodjov tarafından muhafaza edilmiş, ancak müftünün ölümünden sonra da mezar taşı kaybolmuştur.

Eski bir geçmişe sahip olan Kemallar’ın 19. yüzyıla geldiğimizde artık birkaç mahallesi bulunmakta; ve Razgrad ve Silistra arasında önemli bir durak vazifesi görmeye başlamıştır. Civar halk için haftada bir kurulan pazarıyla beraber. İsperih’in gelişmesi Bulgaristan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından hızlanmış, buraya birçok Bulgar yerleşmiştir. Bu süre içinde İsperih idari yönden de birçok değişiklik görmüştür.

31 Ocak 1960 tarihi itibariyle de 38 numaralı parlamento kararı doğrultusunda İsperih şehir statüsünü kazanmıştır.

*****************

Bulgaristan’da Osmanlığı egemenliğinin başlamasıyla birlikte Osmanlı politikası gereği yeni ele geçirilen yabancı toprakların ve batıya doğru güdülen ilerleme politikası çerçevesinde bölgeye yoğun bir göç uygulanmıştır. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman zamanında (1520-1566) bu bölgelere gönderilen dervişler özellikle ele geçen ve boş bırakılan kilise yapılarını manastırları kullanarak burada tekkeler açmışlardır. Ve bu yerler bölge Müslümanları için önemli buluşma noktaları haline gelmiştir. Demir Baba Tekkesi (Bulgar Kızılbaşlarının merkezi), Hüseyin Baba tekkesi, Deniz Ali Baba tekkesi…

16. yüzyılda bölgeye yerleşen topluluklar arasında; Sveshtari taraflarına Konya’dan yoğun göç edilmiş; Lıvino taraflarına ise Arslan Baba önderliğinde Buhara’dan gelmişlerdir; düşünüldüğüne göre de aynı bu tarz göçle Kemal Ömer önderliğinde bir ocak o yıllarda İsperih tarafına yerleşmiştir.

İsperih’in en eski yerleşim yerlerinden biri olan Cami Mahallesi’ne yerleşenlerin de Horasan’dan geldiği düşünülmektedir.

Kemallar aynı zamanda bu isimle celepkeşan kayıtlarına girmiştir. Celepkeşanlar; ülke ihtiyaçları doğrultusunda küçük baş hayvanlara bakmakla yükümlü topluluk. Bu celepkeşan kayıtlarının yer aldığı kayıtlar (1573 – 1574) “Kemallar” kelimerinin kullanıldığı ilk kayıtlardır. Ve o zamanın insanları konusunda detaylı bilgiler içermektedirler.

16 yy. Razgrad kazası yerleşim alanları Tırnovo – Silistra arasındaki eski yol doğrultusunda konumlanmıştır. Bulgar yoğun köyler ise özellikle kazanın güneyine yerleştirilmiştir, bunlar arasında Hırsovo, Karaarnavut (Golyam İzvor) ve Zavet yer almaktadır. Türkleştirilmiş Bulgarlar ise Duraç (Turaçka), ve Köse Abdi (Raynino) köylerinde kayıt altına alınmıştır.

16 yy. ikinci yarısı itibariyle İsperih’e yakınlığı ile kayda geçen diğer köyler Kokardja (Malık ve Golyam Porovets), Arslanca (Lıvino), Mumdcular (Sveshtari), Yunus Abdal (Yonkovo), bugünkü orman sınırları içinde artık kaybolmuş olan İri Hisar (Raynino ve Veselets arasında), Baldede köyü (Balcı Ahmet) ve Ömerler (Fakih Ömer)…vb. Bu köyler Anadolu ve Orta Asya’dan gelenlerin çoğunlukta oluşturduğu yörük yapıda, hayvan gütmekle iştigal topluluklardır. Yakim Gruevo ve Kitançevo daha o zamanalarda yerleşim almamış veya yüksek sayıda bakım için hayvan verilmemiş olacaklar ki kayıtlarda yer almamaktadırlar.

1573/1574 tarihlerindeki bu kayıtlar İsperih’in feodal yapısı hakkında başka hiç bir ayrıntı içermemektedir. Sadece tutulan kayıtlar ve sayılardan edinebileceğimiz gibi tımar sistemine tabii bir köy olduğudur.

************************

Razgrad 1 Haziran 1810 yılında Rusların eline geçiyor. Burada komutanlarıyla beraber 3000 kadar asker bırakıyolar ve Şumen’e doğru ilerlemeye devam ediyolar.

1837 yılı ile birlikte artık savaş korkusunun azaldığı zamanlarda köylerinden kaçanlar tekrar geri dönmekte ve İsperih’teki Cami Mahallesi 1837 yılı ile birlikte oluşmaya başlamış; veba salgını ve savaşın yıkımını takiben yerleşimin başladığı ilk yer olmuştur.

Veba salgınını Öbekli Köyü’ne ulaştığında ve toplu ölümler başladığında Hoca Adem Sarıoğlu ve 3 oğlu eşyalarını toplayıp köyden ayrılıp güneye doğru yola koyuluyorlar ve ormanın içlerinde derinlerde bir yerde yerleşiyorlar. Salgının etkisini kaybetmesinin ardından tekrar yola koyulup Hoca Adem Sarıoğlu ve oğulları Kemallar’a geliyorlar ve Cami Mahallesi’nin güney doğusuna orman içine yerleşiyorlar ve Kemallar’ın ikinci mahallesi Sarıoğlu Mahallesi de böylece oluşmuş oluyor. Sarıoğlu mahallesi Silistra yolunun doğusunda ve Şumen yolunun da kuzeyinde kalmaktadır.

Şumen yolunun güneyinde şimdiki kasabanın merkezinde aynı zamanda Kemallar’ın üçüncü mahallesi kurulmuştur – Danacı Mahhale, Danacı Efendi önderliğinde aynı şekilde veba salgınından kaçan Yasenkovo Köyü’nden (Şumensko) gelmiş bir topluluk. Danacı Efendi zengin olduğundan ve beraberindekiler sadece mesciti olan bir mahallede yaşayamayacaklarından Razgrad’tan ustalar çağırmış ve kendi mahallesi içinde (bugünkü kasaba merkezinde) taştan cami yaptırmıştır. Cami 1920 yılına kadar varlığını korumuş ancak yeni türk okulu inşaatı için taşları alınıp okulun inşaatında kullanılmıştır.

Kemallar’ın 4. mahallesi Hatipler Mahallesi’dir. Sarıoğlu mahallesi ve Cami Mahallesi arasında kurulmuştur.

Anlaşılacağı üzere ilk etapta kurulan bu 4 mahalle Müslüman kökenlidir. Ancak takip eden zamanda Kemallar’a Kızılbaşlar da gelmiştir, kendileri ise peygamber olarak Hz. Ali’ye inandıkları için kendi mahallelerini bu 4 mahalleden uzakta kurma kararı almışlardır. Kızılbaşlar, İran’dan gelmişlerdir ve geçen zamanda çok Bulgar kanıyla karışmışlardır ve ortak şekilde Gergyovden (hıdrellez), Dimitrovden (Kasım), Velikden (büyük Perşembe – kırmızı yumurta), ve son bahar festivali Sveti 40 mıçenitsi (Kırklar) kutlamaktadırlar. Kızılbaş kadınları Bulgarlardan kaçmamışlar, gerçek Türkler arasında ezik duruma hiç düşmemişler, Bulgarlara eş verebilirler ve onlardan eş alabilirler; ancak Türklerle bu tür alışverişe hiç girmemişlerdir. Aralarında kan davası güdebilirler. Kemallar’a gelen ilk kızılbaş kafile civar kızılbaş köylerden Mahmut Dede önderliğinde gelmişlerdir ve bu vesileyle Kemallar’ın 5. mahallesi onun adıyla Mahmutlar Mahallesi olmuştur. Mahmutlar mahallesi Malık Porovets – Ruse yolunun iki tarafındaki ormanlık alana yerleşmiştir. Mahallede başta cami yoktu, ilk küçük cami Kırım Savaşı’nın ardından yapılmıştır.

Camilerden ayrı olarak her mahalle yağmur sularını tutmak ve sulamayı yapmak için baraj ve göl oluşturmuştur. En büyük göl Mahmutlar mahallesi ve Danacı mahallesi arasındaki gölmüş, Hristo Botev mektebi, ve banya arasındaki.

1853 – 1854 yıllarında bölgede tekrar savaş baş göstermiştir (Kırım Savaşı). Kemallar Razgrad – Silistra ve Şumen – Tutrakan arası üs merkezi seçilmiştir. Bugünkü merkezde askeri üsler oluşturulmuştur. Üslerin yapımında Bulgarlar olduğu kadar türk ahali de görev almıştır. Yapılan bu kazarmalar Fransız mühendisler önderliğinde sağlam ve modern yapılmışlardır. Ve kazarmalar etrafında ticari hayat da canlanmaya başlanmıştır (tüccarlar, gıda ürünleri ve alkollü içecekler satıcıları, terziler, demirciler vb.) Ve bu canlanmadan dolayı Kemallar’ın merkezi Cami mahallesinden Danacılar Mahallesine kaymıştır. Burada Cuma günleri (Müslüman yoğunluktan dolayı) oluşan Pazar ve ticari hayat savaştan sonra da devam etmiş, civar köylerden de millet gelmeye başlamıştır. Ve böylece Haftalık Cuma pazarı böyle oluşturulmuştur.

Kırım Savaşı’nın ardından bölgede haydutluk faaliyetleri çığrından çıkmıştır.

1860 yılında bölgede idari değişiklikler yapılmıştır. Razgrad kazası müdürlük halini almış ve Kemallar da nahiye merkezi olmuştur. 1864 yılında 7 sancaklı büyük Tuna vilayeti kurulduğunda en büyük sancak 9 kazası olan Rusçuk sancağı olmuştur (Silistra, Yeni Pazar, Tutrakan, Razgrad (Hezargrad)…) Kemallar da Razgrad sancağının nahiyesi sayılmış ve bugünkü MBP’nin olduğu yerde de bölge ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir amirlik inşa edilmiştir.

Kırım Savaşı’nın ardından Deliorman ve Dobrudja bölgelerine Kafkaslardan çok Çerkez göç etmiştir. Kemallar’daki Çerkez mahallesi Mahmutlar mahallesinin güneydoğusuna oluşturulmuş ve stadyuma kadar ulaşmıştır. Çerkezler Müslüman olup camiye giderler ancak karakter itibariyle türk ve bulgardan farklılık göstermekteler. Düğünleri sesli yapmakta, at yarışları ile birlikte. Avcılık hayatına ve hırsızlığa alışkınlardır tarımsal hayata değil. Bu farklılıkları yüzünden ne bulgarlar ne türkler tarafından sevilmişlerdir. Çerkez mahallesi Bulgaristan 1908’de bağımsızlığına kavuşana kadar varlığını sürdürmüş ve o zaman geri çekilen türk askerleriyle beraber tamamen Kemallar’ı terk etmişlerdir.

Bölgenin bağımsızlığa kavuşma savaşı 12 Nisan 1877 yılında Ruslar tarafından başlatılmış, 1878 Edirne Antlaşması’na kadar olanlar olmuştur.

Türk-Rus Savaşın ardından Bulgaristan’da nüfus idaresi başlatılmış, kurtarılan yerler idari birimlere ayrılmıştır. İsperih, Razgrad bölgesinin taşra merkezi olmuştur. 1888 nüfus sayımında Kemallar ve bağlı köyler 32 052 kişi (16 248 erkek – 15 804 kadın) çıkmıştır. 852 km2 alan ve km2 başına 37.6 kişi yoğunluk.nüfus yapısı 6949 – Bulgar hristiyan; 25 096 - Müslüman + çingeneler ; 5 – evrei; 2 – ermeni. Nüfusun içinde okur-yazar sayısı 2025; geri kalan 30 027 kişi okuma yazma bilmiyordu.

Türklerin geri çekilmesinin ardından bölgede özellikle 1890 sırasında Türk nüfusu ciddi bir şekilde azalmıştır. 1894’te Kemallar nüfusu 26 269’a düşmüştür (13 366 – erkek; 12 903 – kadın). Bulgarlar göçlerine başlamış ve merkezi yerlerde nüfus tekrar artmaya başlamıştır.

17 Mayıs 1901 idari reformları çerçevesinde Kemallar Razgrad bölgesinin taşra merkezi olmaya devam etmiş nüfus 4441 inmiştir. 1914 yılında Romanya Silistra ve Tutrakan civarlarını aldıklarında Bulgaristan’da idari değişikliklere gidilmiş ve Mumcular (Sveshtari), Kadırska (Kitanchevo) yerleşkeleri oluşturulmuştur. Ve bu oluşumla Sveshtari ve Lıvino Kemallar bölgesinden ayrılmıştır.

Bağımsızlıktan sonra Kemallar’a göç eden ilk Bulgar 1859’da gelen Stefan Atanasov Stefanov, Türklerin tabiriyle “Gyaur Stefan”. Rus – Türk Savaşı sırasında türk – Bulgar çatışmalarının hızlandığı zamanlarda Stefan ve ailesi 40 gün kadar Hacı Celiller ailesinde saklanmışlardır.

1879 sonbaharında Razgrad’tan Atanas Hacıpetkov Tırgovishteli eşi Mariya Doçeva ile İsperih’e yerleşmişlerdir. Tüccar oldukları için kısa sürede Kemallar’da köşeyi dönüyorlar ve İsperih’in ilk et ürünleri dükkanını açıyorlar. Kendisini Türklerle olan sorunlarından dolayı “Fogaciyata” olarak çağırıyorlar. 1892 yılında ailenin bir oğlu oluyor Stefan ve 1893’te de bir ikincisi Petko; ve bu iki kardeş Kemallar’da doğan ilk Bulgar kökenli insanlar oluyor.

1891 yılında Kemallar’a Botev çetelerinin önemli ismi Vladimir Drumev Vırbanov yerleşiyor. Vırbanov Romanya’da Maçin’de yetişiyor, faaliyetlerinden dolayı Sofya’da hapis de yatıyor; Maçin’de Rusya’dan gelen türk kökenli Osman Rüstemov ile tanışıyor. Osman da Romanya’nın bu kasabasında kendini yabancı gibi hissediyor ve kendisi gibi olan diğer Bulgar kökenlilerle arkadaşlık kuruyor. Drumev ile beraber Botev çeteleri ihtilal komitelerine katılıyor. Drumev Bulgaristan’a geçme kararı aldığında yanında Osman’ı da alıyor. Kemallar’a geldiklerinde fark edilmeleri uzun sürmüyor. Osman’a halk “Maçinliyata”; Drumev’e de “Komitata”, “Daskalata” lakaplarını takıyor. Osman ve Drumev arasında oluşan bu arkadaşlık Kemallar’da ilk Bulgar – türk yakınlaşması olarak tarihe geçiyor ve sonraki ilişkiler için örnek teşkil ediyor.

Bölgeye en yüksek sayıda göç 1906 – 1912 yılları arasında olmuştur, 65 – 70 bulgar aile göç etmiştir. Özellikle bu dönem aralığında burasının fazla Bulgar göçüne tabi tutulmasına sebep savaştan sonra Güney Dobrudja üzerinde oluşmaya başlayan Romanya gücü olmuştur. İkinci büyük göç dalgası da 1. Dünya Savaşı’ndan sonra 1918 – 1919 yıllarında olmuştur.

Bölgede yavaş yavaş artan Bulgar sayısıyla doğru orantılı da politik hayat da canlanmaya başlamıştır. 1912’de Kemallar’a gelen öğretmen Yustinyan Petrov (sosyalistlerden) gelir gelmez faaliyetlerine başlamış ve kısa sürede entelektüel çevreyi etrafında toplayabilmiştir. Parti lideri olarak İvan Petrov seçilmiş, partinin politika arenasına ilk çıkışı Yustinyan Petrov’un okul müdürü olarak seçilmesinden sonra olmuştur. Kurulan bu sosyalist kökenli parti 1901’de kurulan BZNS (Bılgarski Zemedelski Naroden Sıyuz) partisinin ardından kurulan ikinci parti olmuştur.

1894’te ilk banka olan Bılgarskata Zemedelska i Kooperativna Banka kurulmuştur. O dönemde fazla göç almaya başlayan ve buraya gelen çok sayıda mülksüz insanlardan dolayı banka kısa sürede faaliyetlerini arttırmıştır.

1879’da ilk posta işletmesi kuruluyor. Ancak yetersiz talep gereği postane uzun yıllar 1-2 kişiyle faaliyetlerini yürütüyor.

1898’de Kemallar’da ilk piyes sahneleniyor, “İlyo Voyvoda”

26 Ekim 1903’te ilk gazete çıkıyor “Vestitel” tabi basımı o zaman en yakın matbaa olan Şumen’deki Opit matbaasında yapılıyor. Haftalık bir gazete oluyor, iki yılda 90 sayı basılıyor 18 Şubat 1907’de son sayısı çıkıyor.

1908 yılında ilk resmi doktorumuz teşrif ediyor, Dr. Dimitar Vladov.

İkinci gazete denemesi ise 6 Mayıs 1911’de ilk sayısı çıkan genel politika içerikli her hafta perşembeleri çıkan “Probuda” ile oluyor. Basımı Razgrad’daki Far matbaasında oluyor.

SAVAŞLARDAN SONRA

23 Ağustos 1925’te Kemallar ikinci defa Ruse bölgesinin taşra merkezi oluyor. Bu zamanki merkez olarak 15 kasaba 29 köy içermektedir. 613.9 km2 alana yayılmakta ve 35 792 kişi barındırmaktadır, km2 başına 58.3 kişi.

1927’de “Kemanlarski Vesti” gazetesi yayın hayatına başlıyor, 225 sayının ardından 1934’teki isim değişikliğinin ardından gazete ismini “İsperihski Vesti” olarak değiştirerek hayatına devam ediyor ve sadece 6 sayı daha çıkarıp kapanıyor. Gazete İsperih’te Petko Atanasov matbaasında basılıyor.

19 Mayıs 1934 yılında Kemallar Şumen bölgesinin kapsamına alınıyor. 1940’larda Dobruja tekrar Bulgaristan ile birleştiğinde Ruse bölgesine alınıyor.

1942 yılında yoğun çabaların ardından eskiden yapılmış askeri yapıların içinde ilk hastane binası oluşturuluyor, sadece 20 yataklı dahiliye bölümü.

İlk film projeksiyonu 13 Ocak 1943 tarihinde “Sinyata Lisitsa” – Mavi Tilki filmi ile oluyor.

İlk futbol takımımız “Benkovski” veteriner Dr. Atanas Stanev önderliğinde kuruluyor. İlk futbol maçlarına 1922’nin yazında başlıyor ve yıl sonuna doğru Gara Samuil ile ilk maç gerçekleştiriliyor.

İSPERİH SOSYALİZM YOLUNDA

Köy tarımının gelişimi ve insanlar arası yardımlaşmanın temini gereği ilk TKZS Zdravets Köyünde 1945’in başlarında kurulmuştur.
28 Şubat 1945 – Yonkovo
8 Mart 1945 - Golyam Porovets
25 Nisan 1945 – Vladimirovtsi
7 Ağustos 1946 – İsperih

5 Mayıs 1946 yılında İsperih’ten geçecek olan Samuil – Silistra demiryolu inşasına start veriliyor. Ve İsperih garasına ilk yolcu treni 6 Kasım 1948’de geliyor.

31 Ocak 1960 tarihi itibariyle de 38 numaralı parlamento kararı doğrultusunda İsperih şehir statüsünü kazanmıştır.
 
 
  balkonoloji-niyazi akkılıç
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  niyaziye göre zaman tamamdır.
  ATATÜRK SÖZLERİ
Bugün Kurban Bayramı, kurbanlar kesilecek sevap niyetiyle etler dağıtılacak herkese. Yürekler bir olacak gönüllere kilitlenecek. Gökler rahmet bereketiyle yağmurlar boşaltacak yeryüzüne. Bugün hepimizin yüreği şenlenip bayram sevinciyle coşacak. Hepimizin Kurban Bayramı kutlu olsun. İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy

www.htmlmekani.tr.gg
FİKRİ HÜR, İRFANI HÜR VİJDANI HÜR ,BİREYLER OLMALIYIZ. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK AKLIN VE BİLİMİN ÖNCÜLÜGÜNDE TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ÇAGDAŞ UYGARLIK DÜZEYİ ÜZERİNDE OLMASI VE GELİŞMESİDİR. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ULUSLARA EGEMENLİK -FERTLERE ÖZGÜRLÜK! BALKANOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ ÇAGRI BALKANOLOJİ Merkezinin ilk kurma kararını toplantısı25 Mayıs1988 yılı Toplantı yeri Kartagümrük/Fatih-İstanbul Adesinde kararlaştırılarak Balkanlarda Türk Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Dernegi olarak kurulmuştu.Lakin Dernek Üc yıl sonra 1991 yılında maddi olanaksızlıklar Tarafından kapandı. Bu duruma meydan vermemek için ve Balkanlardaki Kültür, Dil, Mimari Tarih EGİTİM, Edebiyat ve Sanat kıyımına tahamül edemeyen sayın NİYAZİ AKKILIÇ-İSTANBUL/Gaziosmanpaşa Merkezinde ÖZEL kurduğu, BALKANOLOJİ ARAŞTIRMALARI Merkezi Salih paşa caddesiN.14. adresinde Altaylardan Tunaya Darneginin catısı altındadır.Kurucular ve üye. 1.-NİYAZİ AKKILIÇ Başkan Emekli Memur. 2.İDRİZ KAHRAMAN Başkan Yardımcısı Gazeteci ve Emekli. 3.MELEK TABAK ALTAY TUNA Dernegi Sekreteri 4.NİZAMİ ALPER AKKILIÇ Kurucu üye-öğrençi. 5.HÜSNÜ ZAKİR-ÖĞRETMEN Kurucu üye Bulgaristan BALKANOLOJİNİN BAŞLIÇA AMACI Niyazi Akkılıçın 40 yı boyunça topladığı 600 yıllık eski kitaplar, belgeleri, süreli yayınlardaki Balkan haberleri, belgeleri, resimleri korumak Mimari Türk-İslam İzlerini ve Mirasımızı araştırmak ve Tanıtmak ENVANTERİNİ VE Arşivini düzenlemek, kültürel eserlerimizi itinalı bir şekilde deizmek, restore ettirmek, Araştırmacıları, Uzmanların hızmetine sunmak, Katoloklar ve kitaplar hazırlamak Radyo ve Televizyon gazete ve Dergi, gibi duysal görsel, yazısal, yayın araçları ile ülke ve BalkaN Türk Dünyasının Tarihi kültürel sanat varlığını DİĞER Ülkelere ve Dış Dünyamıza tanıtmak için Sergiler, Paneller, Konferanslar düzenlemek ve İnsanların Dikkatine Hızmet ve tanıtımına sunmaktır.BU NEDENLE tarihimizdenen bu ğüne kadar Balkan Ülkelerinden Anavatan Türkiyemize Göç ETMİŞ Bulunan Balkan-Rummeli Göçmen Vatandaşı Türk ve Müslüman vatandaşlarımızın ellerindeki kültürel Tarihi BİLGİLERİ-Resimleri,tapu, evlilik, gazete- matbuat,broşür,kitap, vesika gazete, dergi, okul şahadetnamesi v.s. herne varsa bildirmeleri içi ÇAGRIDA BULUNMAKTAYIZ. Bu Çagrı aynen Balkanlarda yaşayan Türk ve Müslüman kardeşlerimiz içinde geçerli olup gereken ilgiyi Balkanoloji Araştırmaları Merkezine göstermelerini beklemekteyiz.Bu Çagrı Balkanlarda zor kalan Türkçemizin ve Tüm ECDADIMIZIN, SİZLERE HİTABEN KUTSAL ÇAGRISIDIR. Bu Çagrı ecdat yadiğarı yıkılan, yakılan,kırılan, yok olan, ayni zamanda ayakta dimdik kalmayı saglayan ben varım diyen Camilerimiz, Mescitlerimiz, Saat KULELERİMİZ, Çeşmelerimiz, Tarihi Türk evleri, konakları, Sarayları, köşkleri, pınarları, hastaneleri, demiryoları istasyonları, kütüphaneleri, Çiftlikleri, v.s. her adım başı Türklük kokan Tarihi kültür sanat eserlerimizin tanıtım ve araştırılmadsı için Han Vhamamlarımız, dag, tepe, bag, bahçe, tarlalarımız, okul ve Dükkanlar, arölyeler, işlikler, fabrikalar Osmanlıda bvu ğüne kadar her nr varsa hepsinin bildirilmesi için bu merkeze baş vurmanızı ve irtibata geçmenizi bekleriz. niyaziakkilic@hotmail.com http./balkanolojicom.tr.gg../ Tel.+905357910694 Veya Altay Tuna Göç Dernegi-Balkanoloji Araştırma Merkezibaşkanlığı. Salihpaşa cad.N.14/K.5.. Berec-Gaziosmanpaşa/İstanbul. Adresine bekleriz. Güzel Anadolumuzda hür ve Müsatakil /bagımsız/ yaşamak için Balkanları-Rumelliyi unutamayız. Rumeliyi –Balkanları unutmak Kendimizi inkara çalışmaktır.Bizler kültür hazinesinin bireyleri olarak, Ulusumuzun gencinden yaşlısına kadar, memur, köylü, işçi, şair, yazar, Cumhurbaşkanından Başbakanına kadar Millet vekilleri, gazeteci, televizyoncu, yayıncı, üniversite öğretim üyeleri, Bakanlarımız ve Bilim adamlarımız Aydınlarımız ve öğretmenlerimize kadar dernekçilerimize yedisinden yetmişine kadar hepimize BÜTÜN Balkan kökenli ve Anadolu olan hepimize çandan yalvarıyoruz ve çağrıyoruz. Geliniz Balkanolojide3 Buluşalım.Sizler bizlere sahip çıkarsanız bizlerde dünya durdukça yaşamaya devam edeçegiz.BNoşuna öşmedi bu kadar insan. Boş yere akmadı oluk oluk kan. Kalk artık ulusum. Kalk artık uya. Yalvarıyoruz. Yalvaruyoruz. Sözde sizlerin sazda sizlerin. Madi ve Manevi yardemlarınızı bekleyoruz.Çünkü bizleri BNalkanlarda Binlerce köy, şehir samanlıklarında, tavanlarında, sandık köşelerindeki, hatta kömürlüklerdeki çöplüklerdeki onları ateşlerden topşlayarak farelerin kemirmesinden, örümçek aglarıdan kurtararak 10 BİNLERCE VE 100BİNLERCE DOLAYINI BULABILECEK KÜLTÜR TARİH İNÇİSİNİ İstanbul ilinin Gaziosmanpaşa ilçesinin Salih paşa Sokagı N.14. K.5. Berec ADRESİNE Balkanoloji Araştırmaları Balkan Türklerinin abide Şahsiyeti sayın Araştırmacı BaşkanNİYAZİ AKKILIÇ Beye göndermenizi bekler candan teşekür etmeyide bir borc biliriz. Unutma ve şu mısralarıda hatırlayalım. Boşuna akmadı bunça kan Boşuna ölmedi bu kadar insan, Boş yere akmadı oluk oluk kan. Kalk artık ulusum , kalk arttık uyan. Balkanoloji başkanı Niyazi AKKILIÇ DİYORKİ,Balkanlardaki Türk Kültürünü varlığını araştırmak, bulmak, tanıtmakl, yaymak ve yaşatmak her Türkün en Kutsal görevidir. Eger Milletleri bir ulu Meşe AGACINA BENZETİRSEK BU AGAÇ MUHTAC OLDUĞU NEMİ GEÇMİŞTEN ALIR VE O SAYEDE İSTİKBALE/GELECEGE/ KÖK SALAR.Atalarımızın bıraktığı Tarihi Kültürel eserler Gelecegimizin en büyük teminatıdır.. /güvencesidir/Onları yok olmaktan kurtarmak bizim birinci görevimizdir. İşte bunun Çagrısını AnaDOLU Türküne ve Balkan Türklerine içtenlikle yaparak bu göreve bir nebze olsun yardımlarını beklemekteyiz. Saygı ve selamlarımızla Balkanoloji Araştırma Merkezi başkanı Niyazi Akkılıç-İstanbul. İrtiat. niyaziakkilic@hotmail.com. http./balkanolojicom.tr.gg./ http/hurbalkancom.tr.gg./ Tel.+905357910694. Salihpaşa cad.N.14. Gaziosmanpaşa/İSTANBUL. HÜRMET VE SAGI DOLU SELAMLARIMIZLA. Balkan Türklerini catımıza haberlerini ve desteklerini bekleyoruz. BALKANOLOJİ BAŞKANI-Niyazi Akkılıç-istanbul.
  TÜRK TARİHİNDE ÜÇ ATA
OĞUZ ATA ,KORKUT ATA KEMAL ATA 1:OĞUZ ATANIN İLİ BİZİM ORTAK İLİMİZ. 2:KORKUT ATANIN DİLİ ,BİZİM ORTAK İLİMİZ 3:BİZİM ORTAK YOLUMUZ
Osmanlıda Giyinim

sitene ekle

Myspace Graphics
  DELİORMAN TÜRKLERİNE
BALKAN TÜRK VARLIGINA DOGRU YOLU GÖSTERECEK ÇOBAN YILDIZIBİR ÜMİD VEİMAN GÜNEŞİ HALİNDE DOĞARAK YÜKSELMİŞTİR.DELİORMAN TÜRKLERİ İÇİN TEKYOL DEMOKRASİDİR-ZAFERDİR-ADALETİR.BU ZAFER ÖZGÜRLÜĞÜN TEK YOLUDUR.KABUL ETMELİYİZ.
NİYAZİ AKKILIÇ

BALKONOLOJİ ARAŞTIRMASINDAN ÖZETLER
BULGARİSTANDA TÜRKLÜK MÜÇADELESİ
Balkanoloji araştırma merkezi başkanlığı olarak özetlemek istersek,Altaylardan Tunaya
Göçmenler Dernegi ve onun rehberliğinde yörütülen Balkan dil, kültür, Tarih, Mimari Egitim, Edebiyat v.s. Araştırmalarımız Balkanoloji Araştırma Merkezi adı altında Başkan
Niyazi Akkılıç yönetiminde Balkan-RumelliTürk kültür varlıklarının Mirasını araştırmak ve tanıtmak plan ve projeli uygulamalarlan arşiv ve Eanvanterini çıkarıp Balkan Türklerine sunabilmektir. Başlıçada genel amacımız bu yönde yapılan çalışmalardır.
Balkanoloji Merkezinin bu yönde yürüttüğü araştırma ve çalışmaları destekleyen Ana DOLU Türkleri VE Balkanlardaki TÜRKLER VE Göç etmiş bulunan Balkanlı aydınlarımızın bu konuda BALKANOLOJİ olarak açık ve net olarak her Türkün – her bir AYDIN KİŞİNİN öğretim üyesi veya gazeteci – Tarihçi kim neler Balkanlar ile ilgili neler bilirseler, bize fikir ve düşünçelerini hiç sakınmadan bildirmelerini içabında kendi özel fikir ve düşünçelerinide sunarak katkı ve desteklerini ve bizimle birlikte yer almalarını bir Balkanlı Türkü olarak beklemekteyiz. Emai,l. niyaziakkilic@hotmail.com. http./balkanolojicom.tr.gg./ http./hurbalkancom.tr.gg../ +905357910694 olarak arayabilir ve iletişim kurabiliriz.Muhterem Balkanlı Türkleri-Bizler yani atalarımız Balkanlara-Anadoludan gelen ve göç eden yürük Türkmen Türkleridir.
Balkanolojinin başlıça genel amacıda önçelikle Balkanlardan Anavatan Türkiyemize göç gelmiş olan Balkan Türklerinle ve Oralarda kalan akrabalarımızla balkanlı türklerlen kültürel, sosyal, Tarihsel baglarımızın derin köklerini araştırmak tanıtmak ve yaşatmak için yerliyerinde bilimsel araştırmalar yapılarak Türk kültür tarih varlığını yeninesle daha iyi tanıtmak için bunuda belirli zamanlarda bizim olan ve yüreklerimizde ve beleklerimizde halen bizim bilinen Balkanları ve oradaKİ VE YAŞAYAN ÜÇBEYLERİ VE Türklerlen ilğili bilinen bütün haber ve bilgileri, hep berabercesine, Birlik- Beraberlik- Dirlik ve Dayanışma içersinde hepberaberçe kanımız çiğerimiz olarak paylaşmaktır. Bunun için Balkanoloji araştırma merkezi sizlerden düşünçe ve fikirlerinizden bu konuda katkılarınızı ivedilikle beklemekteyiz.BULGARİSTANDAN DÜNDEN BU GÜNE YAPILAN GÖÇLE
1878-80 Yılları1,000.000. kişi aile,
1880-1912 yılları440.000kişi ailr.
1912-1951yılları154.000kişiaile.
1951-1978 yılları130.000kişi aile
1978-1990 yılları345.000 kişi aile
1990-2000ylları185.000 kişi aile
Böylece Bulgaristandan Rus-Türk harbinden sonra başlayan ve 2000 yılına kadar süren 130 yıllık bir zaman içinde Bulgaristandan 2,254. 000 Türk ailesi göç ermiştir. BU göç ailelerini ortalama 3 kişi olarak hesap etsek 6.762.000 Türk bulgaristandan göç etmiş oluyor.
Bu ğüm yapılan Araştırmalara göre Balkanlardan GELEN Türk Göçmenlerinin sayısı Anadoluda 36575 850 kişi olarak biliniyor bu rakamın 18725250 si Bulgaristan kökenli olduğu amlaşılmaktadır.Bunun için Bulgaristan ve Türkiyede secimlerde yapılan ikili anlaşmalar bu konuda büyük rolü olmaktadır. Bulgarista HÖH-nin lideri olan sn. Ahmed Doğan için bu rakamlar Bulgaristan Türkleri için Barışın VE Daletin saglanmasında Demokrasinin genel unsurlarıdır.Unutmayalım ve devamlı kalplerimizden silinmeyen AZILI KOMUNİST Rejminin Mimarı Todor Jivkof döneminde Mestanlı meydanı basan taklar ve altında ölenler sonra benkovskide küçük Türkkanın Anakuçagında öldürülmesi ve yine HAK VE ÖZGÜRLÜK MÜÇADELESİ VEREN Niyazi İbrahimin oglu StaraZagora İLİNİN Rıjena/Hamursuz / köyünde boğzlanmadını babası Müslüman Pomak Türklerinin haklarını savunup müçadele verdiğinden öldürülerek tam g göç etmeside altı ay sonraya bırakılması ve baskıda bulunması nasıl unutulur. Bu iki küçük çoçuğun ölüm sonrası Analar ve Babalarda şehit edilmedimi, Birçokları Zındanlara gönderilmedimi, SÜRGÜNLERE Balenelere gönderilmedimi. Bütün Bulgaristan Türk aydınları, gazeteci, yazarı, doktoru v,s. Baskılara tabii olmadını. Zorla isimler degişmedimi, dil- din kültür ve Türkçemiz yasaklanmadımı hangisini sayalım okadar çok yasaklar vardıki. Bütün bunlar nasıl unutulur.
Bulgarlaştırma ve soykırımı için yapılan katliamlı baskıları zulmün pençesinden kurtulmak için Binlerce Şehitimizin akan Sıçak kanları için onları yad etmek savunmak için davaya milli şuurla destek verenler BELENE SÜRGÜNÇÜLERİ VE Cezaevi mahkümları v.s. her bir tutuklu ve zulum gören Türkler ve Müslümanlar kendi milli yapılarınla ve Milliyetçi Türklük duyğularınla mücadeleler vererek örnek olmaya gayret göstermekteydiler. Türk milletine örnek olmak için Önçe Türkçemiz Dil Egitimimizin yeniden destek görmesi için Her Bulgaristan Türkünün BAŞI Göklere ERMESİNİ BEKLERKEN MAALESEF HALA DAHA TÜM Demokrasilere ve ÖZGÜRLÜKLERE RAGMEN Avrupa Ülkesi olan Bulgarista Yinede Türk okullarını önemsemediler. Türk Milletvekileri ve lider SNaHMED Doğan yine yalnız kaldı. Ataka milliyetcilerine yenilmiş oldu. OBİR GÜNEŞTİ LAKİN Bulgaristan Türklerine Sıçaklığını verip kanadı altına alamadı. BURADA Türk MİLLETİ YİNE ÖKSÜZ VE YETİM KALDI. Bulgarlaşmada dökülen ASİL Türk kanlarının tam terzisini bularak tartamadılar. BU KANI YERDE BIRAKMAMAK İÇİN BAŞTA Bulgaristan Türklerinin baskılarını ve zulmü unuturabilmek için bir nebze Türk OKULLARINI AÇARAK Türkçe egitime yön verilmemesi çok çok acıların ve zızıların nar taneçiği olarak bırakılmıştır.UYARIYORUM. sakın daha geç sayılmaz. Asla asla unutmayınız ve unutmayınızki unutulmasın tarihin mazisi hatırlasın ve özgürlük günesinin aydınlığı herkesi Demokrasi içinde ısıtabilsin.Bulgaristan bu gün Türk ve Müslüman 3750560 kişi bu olayların gerçekleşmesini beklemektedir.Ey Balkanlı Türküm dur hemen gitme. Durduğun yere hele bir bak. ŞU ANDA Balkanlardasın. Bulgaristanda geldiğin Deliorman veya Güller vadisindesin hiç fark etmez.Bu Topraklar Anavatandan koparıldıktan sonra topragın bereketinebıraktığın evine yurduna malına bahçe ve tarlanaı nasıl yitirdiğini biliyorsun. Kalmadımı BEŞPARASIZ VE HİÇ PULSUZ BULGARLARA TESLİM EDİLMEDİMİ.Arkasında kocaman bir Türk mirası ve hatırası olan bu topraklar atalarımızın alın terinle kazandığı topraklar degilmiydi. Bunun için sen hala Evladı Fatihanların bir neferisin ve evladısın. Torunusun.Unutma sen hala fatihanların topraklarındasın. Çünkü TAPULAR Ankarada HALA ARŞİVLERİMİZDE SAKLANMAKTADIR.
Şehitlerimizin ve Gazilerimizin bu topraklarda akan Sıçak kanları vardır. Bunu size milli duyğularumla anımsatıyorum. Bastığın Bulgaristan Topraklarında unutma 600 yıllık ceddinin ve atalarının müçadele şerefi şanı, emegi var. Anıları ve tarihi var olup yazılmış tarihi miras tapularımız vardır. Başını rg ve şunuda hiç unutma durduğun yere bir bak. Bir Fatiha oku. SONRA GENE DURDUĞUN YERE BAK UNUTMADAN Milli Müçadelemizi
Tanı daha fazla tarihinden bilgi almak isterseniz bizi ara niyaziakkilic@hotmail.com.
http./balkanolojicom.tr.gg../ http./hurbalkancom.tr.gg../ +905357910694. ara ve sor öğren.
Şehitlerimizin yüzüne nasıl bakacaksınız. Nerede kaldı Türklerin DOĞAL HAKLARI. Nerede kaldı Şehit Türkümün akıtılan saf temiz kanları. Bunları Bulgaristan Baş Duşmanı Jivkof yönetiminin Devamçılarına peşkeşmi çekileçektir. Yoksa ADALET YERİNE GELEÇEKMİDİR.Böyle giderse Türk ve Bulgar bie arada yaşaması zorlaşaçak gibi geliyor Buşlgaristan Türk halkına. Avrupa Birliğine girdik onlarıda ikna etmedeBulgarlar kadar zormudur. UYANIK milletvekili Türklerimiz nerede YOKSA kara para veya dalevera peşindelermi. BÖYLE BİR VAKA VARSA NASIL ÇIKARSINIZ KARANLUIIKLARDAN AYDINLIĞA. Unutma Bulgarisrand Nigboludan başlar Türk Müslüman İMTİHANLARI, vidin, PLEVEN, VARNA, ŞUNMNU, ŞİPKA KAZANLIK eskizagra, tırnava, Filibe , Burgaz, elena gibi uzar gider Türkün verdiği kahraman şehitlerinin kanı unutmayın egri işler yapmayınız. Sizlerde kafirler gibi bu kanlarda boğulma ihtimallerine sakın düşmeyiniz. Yine SULANMAsın ATATOPRAKLARI ŞEHİT KANLARINLA METİN OLUP Milletin sadık erleri olalım.şimdi Balkanoloji olarak ATATÜRKÜN SÖZLERİNLE BİTİRİYORUM.
Bizler Altaylardan Tunaya göçmen TÜRKLERİ VE ÜYELERİ Balkanoloji Araştırma çalışanları olarakta, Bulgaristanda Şehitlerimizi büyük saygıyla anıyoruz. Türk milleti ve onun çocukları olarak her zaman ACDADINI TANIDIKÇA, ONLARA SAHİP ÇIKTIKÇA YİNE BÜYÜK İŞLER YAPAÇAKTIR. Türk Medeniyetinin ufkundan doğan yeni bir güneş gibi devamlı parlayaçak ve Tarih sayfasında yine Türk ası ilebet yazılacaktır. Mustafa Kemal AtaTürk.. metini yazan ve hazırlayan . Balkanoloji kültür tarih başkanı Niyazi AKKILIÇ-İSTANBUL. SAYGI VE HÜRMETLE BALKAN Türklerinden yanıt ve destekler beklemekteyim. 9.01.2009.yılı. NİYAZİAKKILIÇ-İSTANBUL.


BALKANOLOJİ ARAŞTIRMA MERKEZİ ÇALIŞANLARI ADINA YAPTIĞIMIZ BALKAN TÜRKLERİ VE MÜSLÜMANLARININ UYGARLIĞINDAN BU ĞÜNE KADAR BALKANLARDAKİ GELENEK, GÖRENEK, ÖRF VE ADETLERİMİZ DİLİMİZ, DİNİMİZ, KÜLTÜR VE TARİHİMİZ EGİTİM VE EDEBİYATIMIZ KİMLİĞİMİZ VE VARLIĞIMIZ HER YÖNÜYLE BİLİMSEL AÇIDAN ARAŞTIRILARAK KAYITLARA GEÇMEKTEDİR. BU GÜNE KADAR BİRÇOK ÇALIŞMALARDA BULUNDUK. GENELLİKLE BULGARİSTAN DAKİ MİMARİ KÜLTÜR İZLERİMİZİN DÜNÜ VE BUĞÜNÜ 600YILLIK MİMARİMİZ ESKİ EV VE KONAKLARIMIZ V.S. OLMAK ŞARTINLA BULGARİSTANDA TÜRK YAPISI KESİN OLMAYAN BİR 3339 ADET ESER GÖSTERİLİYORDU. BUNLAR ÇOK YETERSİZ OLDUĞUDA BİLİNİYORDU SON BULGARİSTAN ÇALIŞMASINI BAGLANTISINDA GÖRÜLDÜKİ 222812 ADET ESERİMİZİN YANLIZ 168750 ADEDİ TARİHİ TÜRK KLASİK STİL YAŞADIĞIMIZ ECDAT EVLERİ ÇIKMIŞTIR.1660ADET YENİ VE ESKİ CAMİ VE MESÇİT VARDIR.YANİ UZATMAYAÇAGIM BU ESERLERİN LİSTESİ 55ADET CEDVELDE TOPLANIYOR. TÜRKLÜK VE MÜSLÜMANLIK KÜLTÜRÜ OKADAR ÇOK DERİNKİ ANLATMAYLA SON BULMAYOR. BÖYLE BÜYÜK BİR IRKIN VE FATİHİN TORUNLARI OLARAK BİZLER GEÇMİŞİMİZE SAHİP ÇIKALIM. SET ÇEKENLERİ UYARALIM VE GERÇEGİ ANLATALIM. BİRLİK, DİRİLİK, BERABERLİK DAYANIŞMA BU DÖRT SÖZÜ KEMİKLEŞTİREREK TÜRKLÜĞÜMÜZE SAHİP ÇIKALIM. NETEKİM SAYIN ERDİNÇ BEYİN SÖYLEDİKLERİ ÇOK YERLİ YERİNDE TÜRKSEK SAPINA KADAR TÜRKLÜĞÜMÜZÜ BİLELİM VE KİMŞİĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM. SÖZ EDİLEN ERDİNÇ KARDEŞİMİZİN GİBİLERİNİN DAHA ÇOK OLMASINI DİLER BALKANOLOJİ ÇATISI ALTINDA TOPLANMAMIZI BEKLEMEKTEYİM. BÖYLE ARKADAŞLARLAN GURUR DUYMAK TÜM TÜRK MİLLETİNİN HAKI OLMASINI İSTERİM ENDERİN SELAM VE SAYGILARIMLA NİYAZİ AKKILIÇ-İSTANBUL.BALKANOLOJİ BAŞKANI.


DUYURU

BALKANOLOJİ MERKEZİ
Balkanlarda Türk Dil Kültür Tarih Araştırmaları merkezinin kuruluşunun yegane amacı bütü Balkan Ülkelerindeki gecen 600 yıllık Türk –Müslüman Kültür Medeniyetinin varlığını araştırmak ve bu ülkelerde çeşitli sebebler yaratılarak kaybolan Mimari anıtlarımızın ve kültürel güzeliğimizin yıkılması, yok edilmesi, kaybolması, yakılması ve yıktırılması gibi birçok nedenlerlen GEÇMİŞ TARİHİMİZDEN BU ĞÜNE KADAR KENDİNİ KORUYABİLMİŞ VE DİMDİK AYAKTA KALAN Mimari kültür izlerimizin ve Osmanlı
Yapıtarınıo tek tek köy ve şehir demeden araştırarak , meydana getirmek istediğimiz Balkan Mimari Eserlerinin dünü ve buğünü diye Envanterini ve arşivini çıkarıp gereğinçe düzenlemektir.Bizlere bu konuda daha ayrıntılı ve verimli çalışabilmek için, daha bilimsel çalışmalarda bulunmak ve katkı saglamak, bilği alışverişini hızlandırmak, özğür ve daha çok yaratıcı birer bireyler olarak Balkanlılara genç Araştırmacılar yetiştirmek ve böylecede ilmi ve bilimsel sonuçlar çıkararak ortaya koyabilmektir.Böylecede Balkanlardaki yıkılan köprüleri yeniden inşa etmek demek Balkan Ülkeleri halkları arasında yeniden bagları genişleterek İşbirliği ve Dostluklar kurarak, kuvvetlendirmektir.Kardeşliği güçlendirmek gayesinlede Dünyamızın ve insanlığın daha güzel olabilmesi için Evrensel mücadeleleri Dünya Barışına, Demokrasi yolunda hak ve adaletini saglamakla yeni içerikli elemanlar saglanmasında, yetiştirilmesinde düşündüğümüz amaçlardan yeganesidir.
Balkanoloji di, kültür tarih araştırma merkezinin ayrıça kısa adıda BALKANOLOJİolarak
Saptanmıştır.Bu Kuruluş 1988 yılında bir Balkanlı Osmanlı kuruluşu olarak kurularak
İstanbul-Gaziosmanpaşa ilçesinde Tüm Balkan Türklerini kapsayan bir bilimsel araştırma kuruluşu olarakTarihi Türkiyemizin İstabul kentinde nufusun önemli bir bölümü Balkan Türkleri oluşturması göze alınarakBalkanlarda Dil, Kültür, Tarih Mimari ARAŞTIRMA MERKEZİ Kordinatörü ve Araştırmacı Sn. Niyazi Akkılıç Başkanlığında kurulmuştur.
Kuruluşumuz bütü Balkan Türklerine ve Göçmen Derneklerine kapısı açık olup gerekli Balkan ülkelerinle ilğili balkan Türklerinden bildikleri bilgileri, belgeleri, eserleri ulaştırmada gayret gösteren birçok Balkan Türkleri derneklerine ve Altay Tuna Dernegi Üyelerine gönülden teşekürler eder ve mütemadiyen daha hızlı bir akışla şu iletişime yer vermelidirler. niyaziakkilic@hotmail.com. http./balkanolojicom.tr.ğğ./ +9053579106.
Adres.Salih kardeşler cadesi.N.14. Berec-Gaziosmanpaşa/İstanbul.Niyazi Akkılıç.
  EĞEMENLİK-ÖZĞÜRLÜK
ULUSLARA EGEMENLİK FERTLERE ÖZĞÜRLÜK
M.K.ATATÜRK.

BİTİRDİM ESRİMİ SİLDİM KALEMİM
NİYAZİ AKKILIÇ

DİLDE ,FİKİRDE, İŞTE BİRLİK . İ.GASPIRALI-KIRIM

BALKANLARDA TÜRK KÜLTÜR VARLIGINI ARAŞTIRMAK BULMAK ,TANITIP YAYMAK HER TÜRKÜN EN KUTSAL GÖREVİDİR.

EGER MİLLETLERİ BİR BÜYÜK MEŞE AĞAÇINA BENZETİRSEK ,BU AĞAÇ MUHTAC OLDUGU NEMİ GEÇMİŞTEN ALIR VE O SAYEDE İSTİKBALE KÖK SALAR. ATALARIMIZIN BAKTIGI TARİHİ KÜLTÜREL ESERLER ,GELECEGİMİZİN EN BÜYÜK TEMİNATIDIR.ONLARI,YOK OLMAKTAN KURTARMAK BİZİM BİRİNCİ GÖREVİMİZDİR
NİYAZİ AKKILIÇ.

TÜRKÇEMİZ

ANALARIMIZIN DİLİ ,ANADİL ,DİLLER GÜZELLİK YERİNE KILIÇTAN KESKİN ,ÇELİK TEN SERT , KAYADAN SARP,BORADAN HIZLI, İPEKTEN İNCE ,KELEPEKTEN UÇUÇU, ÇİÇEKTEN RENKLİ ,ALTINDA PARLAK , SUDAN DURU ,TÜRKÇEMİZ....
NİYAZİ AKKILIÇ

EY TÜRK EVLADI
KİM OLDUGUNU, NERELERDEN GELDİĞİNİ VE ŞİMDİ NERELERDE OLDUĞUNU HİÇ SOR GULAMA FIRSATIN OLDU MU? BAYRAGININ RENGİNİ TOPRAĞINI KOKUSUNUN KANININ ASLETİNİN FARKINDA MISIN?

Türkün sesiTürklüğün sesi olmalıdır.
TÜRKLÜĞÜN DIŞINDAKİ SES TÜRKLÜĞÜN SESİ SAYILMAZ. Yahya Kemal.


BÜYÜK ŞEYLERLERİ YANLIZ BÜYÜK MİLLETLER YAPAR.
ATATÜRK

TÜRKLÜGÜN 6 İLKESİ
1:Siyasi varlıkta birlik .
2:Dil birligi
3:Yurt birligi
4:Irk ve menşe birligi
5:Tarihi karabet.
6:Ahlaki karabet

eger bir millet büyük se kendini tanımakla daha büyük olur.(ATATÜRK)

KUŞLAR GİBİ UÇMAYI BALIKLAR GİBİ YÜZMEYİ ÖĞREN dİK FAKAT Ç BASIT BİR SANATI UNUTTUK İNSAN GİBİ YAŞAMAYI BİLİYORMUSUN BUGÜN dÜNYA dOSTLAR GÜNÜ MESAJI SEV İĞİN dOSTLARINA GÖNdER EĞER BENdE O SEVdİĞİN dOSTLARINdAN BİRİYSEM BANAdA YOLLA BUNU ARKAdAŞLARINA GÖNdER BAK KAÇ CEVAP GELECEK EĞER 7 dEN FAZLA İSE SEVİLEN BİR dOSTSUN yazar:Alper akkılıç

ALLAHNASİP EDER,ÖMRÜM VEFA EDERSE ,MUSUL-KERKÜK VE ADALARI GERİ ALACĞIM.SELANİK DE DAHİL.BATI TRAKYAYI TÜRKİYE HUDUTLARI İÇİNE KATAÇAĞIM.MUSTAFA.KEMAL. ATATÜRK.


BALKANOLOJİ KÜLTÜR BAŞKANI NİYAZİ AKKILIÇ İBRET VERİÇİ SÖZLERİ

Balkan Türkleri bilinen Bulgaristan Türkleri Büyük önder ATATÜRK Düşünçelerine ve fikirlerinden esinlenerek ve cizdiği doğru politikalarından esinlenerek Bulgaristan Türkünün akılçı politikasınla doğru istikamette ilerleyerek,DELİORMAN VE RODOPLAR – Gülvadisi – Dobruca ve Tuna boyu Türkleri tek vüçüd birleşerek,Totaliter baskıçı Todor Jivkof yönetimine SİLAH KUŞANARAK SAVAŞMADAN, Dağa çıkarak isyan etmeden, TERÖR YARATMADANM,,Bulgaristanmda Zulümçü devletine resmi ve özel işyerlerini kırıp dökmeden Türklüğe yakışır bir şekilde,Avrupa ve diğer ülkelere örnek olabileçek şekilde Medeniyetinin Milli Türklük Şuurunla Sayın Liderlerinin AHMED DOĞAN ile Türk Milli ATATÜRKÇÜ Teşkilatının uyğuladığı DEMOKRASİ varlığının ğeleçegini, Özğürlük güneşinin doğacağını,Hak ve ADALETİN, Barışın var olaçagına inanarak H.Ö.H. nin kurulmasınla Jivkofun BKP nin 45 yıllık yönetimini YIKARAK tuz ve buz etmede Türklerin yıkıçı olmayarak çaLIŞMALARI HER ZAMAN TAMAMLAYIÇI OLDUĞUNU VE Bulgaristan Türkünün ulus olarak kültür değerlerine sahip çıkarak Türk varlığının BÜTÜNLÜĞÜNÜ GÖSTERMİŞ OLARAK ÖNEMİNİ,TANITIMINI VE YERİNİ LAYIK OLARAK GÖSTERMİŞTİR. Niyazi akkılıç-Balkanoloji başkanı.



2.TÜRK DİLİ ,TÜRKÇE DEMEK TÜRK DEMEKTİR.
Ne Mutlu Türküm diyene.


3.Milletce, aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi, milli,Birlik ve Beraberlik için ,vatan için, fedakarca çalışan, serdenğeçen Alperen Mehmetçikler en kutsal duyğularlan selamlar sevği, sayğı, ile hürmetli dualarımızı balkan Türklüğü olarak içtenlikle sunarız.
4Her kahraman vatansever Bayrağının direğidir.Gönüllerde layık olmalı, her Türkün başı göklere değmelidir.Albayrağı saglam tutmak en büyük ödevimizdir.Sen Necipsin Türk MİLLETTİ BU SENİN KUTSAL VAZİFENDİR.. NİYAZİ AKKILIÇ- Balkanoloji başkanlığının sözlerinden.


5.Şehit gazilerimizin şanlı hatırı için Balkan Türkleri ve Deliorman Türkleri tüm Bulgaristan Türkleri şehit ve gazilerimize minnet ,şükran, sunarak, Dualarını kalplerinin enderinliğinden ifa etmektedirler.. Balkanoloji başkanı Niyazi akkılıç.istanbul


6.Sizler unutulmayan ruhumuzun çiçegi olan şanlı şehitlerimiz,Sizler her zaman HİLALİN ve Yıldızların cennet mekanınıda görmelisiniz. Sizler Türk Millettinin kırçiçegi ve Balkan TÜRKÜNÜN kardelanısınız ölümden korkmayan aşıklarsınız. SİZİNLE Tüm Dünya Türkleri gurur ve onur duyarak okudukları Dualarlan Fatihalarla yanınızdadır.NiyaziAkkılıç.Balkanoloji kültür başkanı – İstanbul



7.Balkanlar 600 yıl Türklük yaşadı.Bu Memleket Tarihte Türktü,Şimdiki Durumundada Türklük yasşamaktadır.Balkanlarda Türk varlığı var oldukça, Türklük ebediyen var olaçaktır.Türk toplumunun yegane dayanağıda TC NİN Dimdik ayakta var olmasıdır.
Milletim TÜRK.Vatanım Türkiye,Ülküm Türklüktür.Ulu önder ATATÜRK REHBERİMİZDİR.En büyük Türkiye Canımız kanımız sizlere feda olsun. Balkanoloji başkanı Niyazi AKKILIÇ-İstanbul. Adımız Türk ve Andımızdır.Bulgaristan ve Deliorman Türkleri olarak,Türklük adına, Vatan ve Bayrağımız adına ,Türklük ugruna Canımızı ve kanımızı hiç esirgemeden korkmadan koyarız. Balkanoloji başkanı.NİYAZİ AKKILIÇ- İstanbul.Nasıl güçlü oluruz, Bir araya gelemezisek.Nasıl sahip çıkarız geleçeğimize, Geçmişimizi bilmezisek, Biz neler anlatırız ki var olan torunlarımıza ve genç neslimize. Atalarımızı tanıyıp araştırıp anlayamazisek .Nasıl karşı koyarız zulmün zorbalıklarına.Biribirimizi tanıyıp güçümüzü bilmezisek, Gelin bir yol bulalım ,Bir olalım. Balkanlarda Türk Birliğini kuralım. Böylecede yıkılmaz bir kale olalım. Türkün GÜÇÜNÜ BİRDEFA DAHA CİHANA GÖSTERELİM. Balkanoloji başkanı NİYAZİ AKKILIÇ-İSTANBUL. Aziz Balkan Türkleri,ARTIK BU GÜNÜMÜZÜ,Geçmişimizi ve geleçeğimizi çok doğru olarak bilerek konuşalım ve düşünçelerimizi istikbalimizin aynası olmasına yardımcı olalım.Türk ğibi Diri olalım Kale olarakta ayakta olalım.
Balkanoloji kültür başkanı Niyazi akkılıç- İstanbul.

Bu memleket, Dünya'nın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna
mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne en aşağı yedibin
senelik Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin
içindeki çacuk, tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk, tabiatın
şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından korkar gibi oldu sonra
onlar alıştı. Onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Birgün o
tabiatın çocugu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu.
TÜRK oldu.
TÜRK budur;
Yıldırımdır,
Kasırgadır,
Dünya'yı aydınlatan Güneştir.
Bugün 137 ziyaretçi (205 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol